Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Suudi Kralı’nın hediyelerinde yeni aşama

SUUDİ Kralı’nın, Türkiye ziyaretinde verdiği hediyeler konusu giderek bir yılan hikáyesine dönüşüyor.

Kral’ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşine verdiği hediyelerin akıbetleri ile ilgili açıklama bunu gösteriyor.

Eski İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, bilgi edinme yasasından yararlanarak Başbakanlığa hediyelerle ilgili bir soru sormuş.

Başbakanlık’tan Özkan’ın sorusuna verilen yanıt şöyle: “Bilgi edinme talebinizle ilgili olarak, herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.”

Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’nun yanıtı da şu: “Bir kamu kuruluşu bilgi yok diyorsa, bilgi yoktur.”

Başbakanlık’tan gelen yanıta dikkatinizi çekerim: Hediyelerle ilgili bilgi ve belge bulunmadığı belirtiliyor.

Aklıma gelen olasılıklar şunlar:

1- Suudi Kralı, Başbakan’a ve eşine hediye getirmemiş olabilir! Suudi Kralı’nın genel tutumu ve Suudi devlet gelenekleri bunun mümkün olamayacağını düşündürtüyor bana.

2- Gelen hediyeler kayda alınmamış olabilir, bu nedenle resmi bir bilgi ve belge yoktur!

Bu durum da kanunlarımıza aykırı!

Cumhurbaşkanı, biliyorsunuz rüşvetle mücadele ve mal bildirimi kanununun kendisini kapsamadığını söylüyordu.

Acaba Başbakan da böyle mi düşündü? Bilgi ve belge olmamasının nedeni bu mudur dersiniz?

Seçimlere gölge düşürmemek için

YEREL seçimlerde kullanılacak seçmen listeleri tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Kanun çıkarken “uyuyan” muhalefet partileri 6 milyon yeni seçmenin bulunduğu listeler nedeniyle isyan halindeler.

Hükümet ise her şeyin kanuna uygun olduğunu, listelerdeki 6 milyon yeni seçmenin gerçekten var olduğunu iddia ediyor.

Gerçek şu ki yargı denetiminde ve güvencesinde yapılan seçimlerde kullanılan seçmen listeleri ilk kez yargı denetiminin dışında hazırlandı.

Ortada nereden çıktığı belli olmayan 6 milyon yeni seçmen var.

Yıllar önce ölenler listede, capcanlı aramızda dolaşanların bir bölümü listelere girememiş.

Hükümet bu itirazları şu anda ciddiye almıyor ama bu durum, önümüzdeki yerel seçimlerin meşruiyeti üzerinde ciddi bir tartışma yaratacak.

Seçimin sonucunu şimdiden bilebilmek elbette mümkün değil ama meşruiyeti tartışmalı bir seçimin zaten gergin olan siyasi hayatımızı daha da gereceğini ve çok ciddi siyasal sonuçlara yol açabileceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Hükümetin inadından vazgeçip, listelerin yargı denetiminde yeniden düzenlenmesi için bir girişimde bulunması gerekiyor.

Bir öldürene bir tane daha serbest!

ADANA’da tamirat için açılan kanalizasyon çukuruna düşerek 6 yaşında ölen Tayfun Kuzu ile ilgili dava sona erdi.

Evinin önündeki kanalizasyon hattı tıkanınca kepçe ile bir çukur açan ve kapatmadan öylece bırakan Carah Nazlı 27 bin 300 YTL adli para cezası ödeyecek.

Görevini ihmal eden belediye çalışanı İdris Baran’ın 1 yıl 8 aylık hapis cezası ise ertelendi.

Carah Nazlı önce 3 yıl hapse mahkûm eden mahkeme, “duruşmadaki iyi halinden” cezanın altı ayını indirmiş. Kalan kısmını da paraya çevirmiş.

Günlüğü 30 YTL’den, on ay taksitle ödenmek üzere!

Altı yaşında ölen Tayfun’un hayatının karşılığı bu!

Mahkemeye gelirken kravat taktı ve savcıya, hákime karşı boynu bükük olarak oturduğu için sanıklardan birinin “iyi haline” hükmedilmiş.

Şaşılacak bir sonuç mu? Hayır. Böyle sonuçlanan ne ilk dava bu, ne de son olacak.

Çünkü Türkiye’de kanunlar böyle.

Cezalar caydırıcı değil, “iyi hal” indirimi zaten caydırıcı olmayan cezaları daha da aşağıya çekebiliyor.

Küçük çocukların sokaklarda kanalizasyon çukuruna düşerek ölmeleri sanki kendi kabahatleri imiş gibi değerlendiriliyor.

Yargıçlar, savcılar ellerindeki kanunları, küçük çocukların sokaklarda serbestçe oynayabilmelerini güvence altına almak için de kullanmıyorlar.

Üst sınırı 6 yıl hapis olan ceza, adalet tartısına vurulunca 3 seneye inebiliyor.

Günlüğü 30 liradan ödenebilecek cezalara. Üstelik taksit olanağı da var.

Mesele şaka kaldırabilecek bir durum olsa, “bir öldürene bir tane serbest kampanyasından” bile söz edebiliriz.

Tayfun Kuzu öldü. Öldüğüyle de kalacak.

Onun ölümü kimseye ders olmadı. Adalet sistemimiz bunu sağlayamıyor. Böyle bir ülkede yaşamaktan memnun musunuz?