Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Tuğba Hanım artık evlenmek istiyor!

MANKEN Tuğba Özay, Ayakkabı Fuarı’nın açılışında bir sırrını açıklamış. Bu sırrı açıklamak için neden orayı seçtiğini bilmiyorum.

Şöyle diyor: “Kadınlar için üretilen ve cinsel gücü artıran kadın viagrasını acaba metabolizmamda ne gibi bir değişiklik olacak diye bir kere denedim. Fakat ilaç bana mısın demedi. Kesin bende bir şey var. Birtakım duygularımın köreldiğini hissediyorum. Artık bundan sonraki ilişkimin evliliğe gitmesini istiyorum.”

Bunu okuyunca “nasıl yani” demişim farkına varmadan?

“Evlenme zamanlamasının” böylesine hiç tanık olmamıştım.

“Yeminli bir evlilik düşmanı” olsam şöyle düşünürdüm: “Cinsel duyguları körelen bir insanın evlenmesinden daha doğal bir şey olamaz zaten.

Ama ben “kızlar kötü çocuklarla gezer, iyi çocuklarla evlenirler” deyişini hatırladım ve şöyle düşündüm: “Tuğba Hanım’ın kötü çocuklarla gezme yaşı demek ki geride kalmış!”

Oyalanmaya salıdan önce başladım

“BAŞBAKAN salı günü servetini açıklayacak” haberine atlayan “sazanlardan” biri de dün ben oldum. Meğerse açıklamayacakmış! Yarın için gazetecilere verdiği randevu bizim gibi ekmeğini “gündemle oyalanarak” çıkaranlar için oldukça davetkár: “Salıdan sonra da bir hafta söylediklerimle oyalanırlar.”

Ama Başbakan izin verirse ben “oyalanmak için” yarını beklemeyeceğim.

Haftalık Ekonomist Dergisi, son 2 yıldır “Türkiye’nin en zengin 100 kişisi” konulu bir çalışma yapıyor. Türkiye gibi herkesin servetini saklama ihtiyacı duyduğu bir ülkede böyle bir çalışmayı eksiksiz yapmanın ne kadar güç olduğunu tahmin etmek zor değil.

Dün Ekonomist‘in Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşil‘e bu zor işi nasıl başardıklarını sordum. Bana “Son çalışmayı eylül ayında yaptık. Ama bilgiye ulaşmakta o kadar zorlandık ki aynı süre içinde en az beş kapak konusu yapabilirdik” dedi. Bu çalışmanın tamamlanması yaklaşık olarak 2 ayı buluyormuş.

Talat Yeşil, sadece İMKB‘de işlem gören şirketlerin sahipleri için bilgilere ulaşmanın mümkün olabildiğini anlatıyor. Ancak bu kişilerin geçmiş birikimleri, gayrimenkullerinin değerleri, hisse senedi, hazine bonosu, bankadaki nakitleri gibi bilgilere ulaşılamıyormuş.

Benzeri bir araştırma “liberal kapitalizmin kalesi” ABD‘de Forbes Dergisi tarafından da yapılıyor. O dergideki listelerde, insanların servetlerinin “son sentine kadar” bilgi yer alabiliyor.

İki ülke arasındaki bu fark nereden kaynaklanıyor diye düşündüm, bulduğum yanıt şu: “Servetlerin oluşumu sırasında vergiden ve yasalardan kaçınmış olmak, ileride net bir açıklama yapmayı elbette olanaksız kılıyor!”

Manda yuva yapmış söğüt dalına

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, son polemiklerinde “halk türküleri”nden de yararlanıyorlar.

Erdoğan, Baykal’ı “Makaram sarı bağlar / kız söyler gelin ağlar” türküsünü örnek vererek eleştirdi.

Baykal’ın yanıtı da Aşık Mahzuni‘nin bir türküsüyle oldu: “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana / Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?”

Mustafa Keser kadar olmasa bile ben de epeyce şarkı-türkü bilirim. Yatılı okulda yıllarca cumartesi gecesi eğlencelerinden edindiğim bir birikim bu.

Düşündüm ve gündemdeki kişilikler için kısa bir repertuvar hazırladım. Belki işlerine yarar diye buraya da aktarayım:

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “kaçak villa” eleştirilerine şöyle yanıt verebilir örneğin: “Manda yuva yapmış söğüt dalına / yavrusunu sinek kapmış gördün mü?”

Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin‘e, Futbol Federasyonu seçimini kaybeden Ayhan Bermek‘ten bir türkülü serzeniş: “Minareden at beni / in aşağıya tut beni.”

Cuma namazı için camiye girmek isteyen kadınlara Ankara Müftülüğü‘nün yanıtı: “Armut dalda, kız balkonda sallanır aman!”

Eyal Ofer‘in, Galataport ihalesini imzalamayan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e türkülü yakınması: “Gül yüzüne bakarken / kaybettim öküzleri.”

Cumhurbaşkanı‘nın yemin töreninde “siyah elbise” kuralının kaldırılması nedeniyle TBMM Başkanlığı‘na modacılardan bir türkü: “O ceket ki insan eder adamı / Ergen kızlar alsın benim gadamı.”

Ve Türk halkından tüm siyaset dünyasına acılı-arabesk bir yanıt: “Bilsen uzaklarda kimler ağlıyor!”