Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Turistik beldelere destek gerekli

NOEL Baba Kilisesi’nin de bulunduğu Demre’nin Belediye Başkanı, ilçeye gelen toplam 500 bin turistin bir katkı sağlamadığını belirterek “Müzeyi gezip gidiyorlar. 3 liraya yemek yiyorlar, hiç gelmesinler daha iyi” dedi.

Belediye Başkanı’nın sözleri, bizim siyaset dünyamızda son zamanlarda moda olduğu şekilde “amacını aşmış” olmak ile birlikte önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Turistik bölgelerin, yaz nüfusları ile kış nüfusları arasında büyük uçurumlar var. Kışın 5 bin nüfusu zor bulan beldelerde, yazın nüfus 300-400 bine kadar çıkabiliyor. Bodrum gibi merkezlerde artışın bunun çok üzerinde olduğu beldeler de var. Ve o belediyeler dar bütçeleri ile yazın artan çöpleri toplamak, su ihtiyacını karşılamak, yolları bakımlı tutmak gibi temel hizmetleri vermekte zorlanıyorlar. Devletin belediye bütçelerine katkısı daha çok yerleşik nüfus dikkate alınarak yapıldığı için de alınan ek yardımlar pek fazla bir işe yaramıyor.


Bu nedenle turistik bölgelerdeki belediyelere, özellikle de küçük belde belediyelerine bu ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlayacak destek gerekiyor
.


İller Bankası’na bu amaçla özel fonlar aktarılması ve bu fonların sadece bu özelliklerdeki beldelerde kullanılması için düzenlemeler yapılmalı.


Aksi takdirde Demre Belediye Başkanı’nın sözleri, sadece bu tür bir zorunluluk nedeniyle başka beldelerde de tekrarlanır olacak.


Tekrarlansa yine neyse, bu sözleri hayata geçirmeye kalkışanlar bile çıkacaktır.

 

Yanılmayı çok isterim ama

 

İMRALI’dan gelen bir işaret üzerine DTP milletvekilleri istifa etmekten vazgeçtiler. Böylece DTP yerine kurulan partinin çatısı altında parlamento faaliyetlerine katılmaya devam edecekler.


Kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, istifadan vazgeçme kararının “kamuoyu ve parti tabanından gelen istekler” olduğunu söylüyor ama İmralı’dan gelen işareti özellikle vurgulamış olması dikkate değer. Böylece Abdullah Öcalan, Kürt siyaseti üzerindeki etkisini bir kez daha hepimizin gözünün içine sokmuş da oluyor.


DTP, bağımsız milletvekilleri ile TBMM’ye girdiğinde, bunun sorunun çözümünü en meşru zemine taşıyacağını düşünerek, sevinenlerden birisi de bendim.


DTP bu konuda iyi bir sınav veremedi.


PKK ile arasına bir mesafe koymayı başaramadı, silahların bırakılması için etkin bir rol oynayamadı
.


Yeni partinin durumunun da eskisinden farklı olmayacağı, alınan karardaki İmralı etkisine bakınca görülüyor. Yeni partinin de sorunun demokratik çözümü için PKK’dan bağımsız bir siyaset geliştirebilmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum. Yanılmayı çok istediğimi söylememe bilmem gerek var mı?

 

Dişi köpek kuyruk sallayınca!

 

GOLFÇÜ Tiger Woods’un her önüne gelen kadınla eşini aldattığı ortaya çıkınca Ayşe Arman bir yazı yazarak sevgilisiyle arasında geçen bir diyaloğu aktardı.

Ayşe, “Tiger Woods olsan seni her isteyen kadına gider misin” diye sormuş, “Bu konu erkeğin zaafı. Ve gerçekten çok güzel bir kadın, bir erkeği kafaya taktı mı, o erkek yandı” yanıtını almış.

Ayşe’nin yanıtı: “Bu kadar zavallı yaratıklar mısınız? İstemiyorum kardeşim, ben karıma, evime gideceğim diyemez mi?”


Yazıyı okuyunca Ayşe Arman’a, Kazancakis’in “Zorba” isimli romanını göndereyim diye düşündüm. Filme de çekilmiş, Anthony Quinn “Aleksi Zorba” rolüyle unutulmayacak bir performans sergilemişti.


Aleksi Zorba’
nın şöyle bir sözü vardı: “Bir kadın seni çağırıyor da gitmiyorsan, en büyük günah odur!”


İşin şakası bir yana sorun esasen kadınlar ile erkeklerin zihin yapılarından kaynaklanıyor.


Erkeklerde duygular, düşünceler sanki bir trenin kompartımanı gibidir. Birlikte hareket ederler ama her biri diğerinden ayrıdır. Dolayısıyla kompartımanlardan birinde olup bitenlerin diğeriyle ilgisi de yoktur. Kadınlarda ise tam tersidir. Duygular ve düşüncelerin tümü sanki tek bir yerdedir ve hepsi birbirinin içine geçmiş, karşılıklı etkileşim içindedir. Erkeklerin, kadın davranışlarını “karmaşık” bulmaları da bundan ileri gelir.


Böyle olduğu içindir ki Angelina Jolie bile aldatılabilir, Tiger Woods her önüne gelenle yatabilir!


Bunun istisnası elbette vardır. İnsan davranışları, her durumda aynı şekilde tepki vermeyebilir çünkü.


Bunun çözümü de vardır elbette: Bir erkeği başka kadınların cinsel çekimlerinden koruyan güç aşktan başka bir şey değildir. Bir kadına âşık bir erkeğin, başka kadınların açık-kapalı davetlerini fark edebilmesi bile söz konusu değildir.


Ayşe’nin sevgilisinin “Ama sen şanslısın” sözleri sanırım bu anlama geliyor!

 

Açıklama

 

TUTUKLU olarak yargılanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan’ın avukatı Erdal Merdol’dan bir açıklama aldım. Merdol, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları’nın adlarının karıştığı soruşturma ile ilgili olarak yazdığım yorumda “masumiyet karinesini” ihmal ettiğimi, yargılama bitmediği için kimsenin peşin suçlu olarak gösterilemeyeceğini ve müvekkili ile ilgili iddiaların henüz kanıtlanamadığını belirtiyor.

Hukukun üstünlüğüne ve sanıkların savunma haklarının korunacağına, adil bir yargılama ile en doğru kararın verileceğine inanıyorum. Haklarında verilmiş bir yargı kararı olmadan herkesin masum sayılması gerektiğini de biliyorum. Söz konusu sanıkları da bu çerçeve içinde değerlendiriyorum.

Açıklama hakkına saygının gereği olarak okuyucularımla paylaşmak istedim.