HÜRRİYET

Yüzde 99, yüzde 1’den korkuyor!

SAMSUN’daki Protestan Agape Kilisesi Pastörü’nü ölümle tehdit eden genç, mahkemece serbest bırakıldı.

Elde tehditle ilgili ses kayıtları, polisin “Arkasında örgüt olabilir” uyarısına rağmen!

Tehdit nedeniyle yakalanan ve sonra serbest bırakılan genç, “rahip cinayetleri” profiline de tam olarak uyuyor. 17 yaşında, işsiz, ailesiyle yaşıyor, sabıkalı “ağabeyleriyle” telefonlaşıyor.

Rahip Santoro ile Hrant Dink’in katillerinin, Malatya katliamını yapan canilerin ikizi sanki.

Demek ki mahkeme yargıcı, sunulan delilleri yeterli bulmamış. Benim yukarıda yazdığım “profile uygunluk” da tek başına suçlama için yeterli değil.

Çünkü bu profile uyan o kadar çok genç var ki sorun da bu zaten.

Bu ülkede en çok duyduğumuz sözlerden biri de “Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman ülkeyiz” cümlesi olmalı.

Ama gelin görün ki bu yüzde 99, geride kalan yüzde 1’den korkuyor!

Yaratılmasında devletin de sorumluluğu olan bir “misyoner öcüsü” bu korkunun zirveye çıkmış hali.

Yayılmak istenen korkuya bakınca düşünmeden edemiyorum: Türkiye’de yaşayan Müslümanların itikatları bu kadar zayıf mı ki karşısında her papaz görenin, dinden dönmesinden korkuluyor?

Bir avuç papazın, geride kalan yüzde 99’u etkileyip “dinden döndürebileceğine” inananların sayısı hiç de az değil ve bu gençler bu korkuyu sömürmek isteyenler için Tanrı’nın bir armağanı!

17 yaşında hem meşhur oluyorsun, ismin-resmin gazetelerde çıkıyor, arkandan şarkılar, türküler besteleniyor. Hem de dini kurtarıyorsun, cennette yerin garanti oluyor.

Arada bir de af çıkarsa, malum partilerden birinden milletvekili olma olasılığı bile var!

Dünyanın en iyi Sayıştay’ı

MİLLİYET’te Meral Tamer, Sayıştay Başkanı’nın görevde bulunduğu 5 yıl içinde 41 kere yurtdışına çıktığını, bunun için toplam 400 bin YTL harcırah aldığını ve toplam olarak 213 günü iş gezileri için yurtdışında geçirdiğini yazdı.

Bir yılda 52 hafta var ve haftanın 5 günü çalışılıyor. Resmi tatiller ve bayramlar olmasa, yıllık izin de kullanmasanız bir yılda çalışacağınız süre 260 günü geçmiyor.

Sekiz gün dini bayramlar için, 1,5 gün yılbaşı için, ortalama 4,5 gün de milli bayramlar için verilen tatilleri bu rakamdan düşmelisiniz.

Doğal olarak bu kadar çok çalışan bir insanın yıllık izin hakkını da unutmamalısınız.

İki gün eksik, üç gün fazla bir hesapla Sayıştay Başkanı’nın görevde bulunduğu 5 yılın bir tanesinde yurtdışında olduğunu söyleyebiliriz.

Bu kadar inceleme ve araştırma gezisinin sonucunda, kamu maliyesini denetlemekle görevli bu kuruluşumuzun dünyanın en yetkin yargı kuruluşlarından birisi olması gerekiyor sanırım.

Kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Tek başına yaşamak kadar ölmek de zor

DÜN ajanslardan gelen haberlere bakarken sırtımı ürperten bir haberle karşılaştım.

Avustralya’da bir adamın öldüğü, ölümünün üzerinden 1 sene geçtikten sonra fark edilmiş.

Sydney’in kenar mahallelerinden birinde, devlet tarafından kendisine tahsis edilen dairede ölen 64 yaşındaki adamın 1 yıl ortalıkta görünmemesinden kimse kuşkulanmamış.

Kimse kendisini aramamış, dairesinden bir ses gelmemesinden kuşkulanmamış, posta kutusunun bir yıldır biriken yüzlerce zarfla dolup taşmasının nedenini merak etmemiş.

Bir insanın, bu kadar yalnız kalabilmesinin nasıl mümkün olabileceğini anlamakta zorlandığımı itiraf etmeliyim.

Hiçbir arkadaş, hiçbir akraba, hiçbir komşu tarafından merak edilmeyen birisi!

Bir tür görünmeyen adam sanki!

Haberi okurken “Cennet vatanımızın kıymetini bilmemiz için bir neden daha” diye düşündüm.

İki gün ortalıkta görünmeseniz hiç kimse merak etmese karşıdaki komşunuz, her gün uğradığınız bakkal gelip kapınızı çalar bizim ülkede.

Meraklı akrabaları, “Bu adama ne oldu” diye kaygılanan arkadaşları saymıyorum bile.

Bizde iki gün ortalıktan yok olmanın bedeli, ancak dört gün telefonda herkese hesap vermekle ödenebilir çünkü.

Bazen aşırı kalabalık yaşamaktan sıkılır, kaçıp gitmenin hayallerini kurardım bu haberi okuyana kadar.

Şimdi anlıyorum ki etrafında akrabalar, arkadaşlardan oluşan bir halka olmadan sadece yaşamak değil, ölmek bile çok zor.

Bundan sonra beni ortada fol yok yumurta yokken bile merak edenlere hiç sinirlenmeyeceğim.