Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Zaman gazetesindeki yalan habere yanıtımdır

FETHULLAH Gülencilerin resmi yayın organı sayılabilecek Zaman gazetesinde dün içinde benim ismim de geçen bir haber yayımlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve Ergenekon davası ile birleştirilen internet andıcı davası nedeniyle mahkeme, Genelkurmay’dan hard diskleri istemiş.

Hard diskleri inceleyen naip hâkim Hüsnü Çalmuk, sonucu bir raporla mahkemeye bildirmiş.

Haber bu raporla ilgili ve şöyle bir bölümü var:

“Alınan bilgilere göre hazırlanan raporda, öncelikli olarak bazı üst düzey gazeteciler ile askerler arasında sıkı bir ilişkinin olduğu belirtiliyor. Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlanan makalelerin de bu isimler üzerinden kamuoyuna ulaştırıldığının altı çiziliyor. TSK tarafından gönderilen metinlerin, bazı köşe yazılarından birebir çıktığı savunuluyor.”

Haber şöyle devam ediyor: “Raporda, bilgi gönderilen diğer gazeteciler arasında Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, Milliyet’ten Mehmet Y. Yılmaz ve Fikret Bila, Cumhuriyet’ten İlhan Selçuk, Radikal’den İsmet Berkan, Akşam’dan Serdar Turgut, Posta’dan Rifat Ababay, Vatan’dan Tayfun Devecioğlu ile Yeniçağ’dan Hayri Köklü ve Arslan Bulut’un yer aldığı ifade ediliyor.”

“Vay anasına sayın seyirciler” haberi yani.

Genelkurmay bizi doldurmuş, hatta bazı makaleler hazırlamış, ben de bunları kendi köşeme kendim yazmış gibi koymuşum!

Şunu söyleyeyim önce: Zaman gazetesi bu konuda yalan yazıyor.

Hem inanmış Müslüman numarası yapıyorlar, hem de uydurdukları yalanlarla insanları karalamaya, andıçlamaya çalışıyorlar,

İnternet andıcı davasını fırsat bilip andıçlamaya soyunuyorlar, ama ellerindeki raporu tahrif ediyorlar, çarpıtıyorlar.

Naip hâkim Hüsnü Çalmuk’un raporunun tümünü burada yayımlama olanağım yok. Ama bu raporun tam metnini www.hurriyet.com.tr adresinde, bu köşe yazısının hemen altındaki linkten okuyabilirsiniz.Olay şöyle cereyan ediyor:

AKP hükümetine yönelik psikolojik savaş yürüten internet sitelerinin çok okunmadığı ve haberlerin dikkat çekmediği anlaşılınca Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı’ndan, Harekât Başkanlığı’na bir bilgi notu gönderiliyor.

Bu bilgi notu şöyle: “Yukarıda bahsedilen sakıncanın giderilmesi amacıyla, haber niteliği bulunan konular genel ağ sitelerinde yayımlandığında, belli başlı gazete ve köşe yazarlarına haberin yer aldığı site adına elmek (e–posta demek istiyor) gönderilmesi haberin daha geniş bir çevreye yayılmasına olanak sağlayabilecektir.”

Okuyucularım bu bilgi notunun tam metnini sözünü ettiğim linkte yer alan 17 numaralı ekte yer alan belgede bulabilirler. (Raporun tümü gözünüzü korkutmasın, benimle ilgili bölümü 8, 9, 10. sayfalarda. Benim e–posta adresimin [email protected] olarak belirtildiği ek belgenin numarası 20.)

Peki, naip hâkimin raporunda bir kişi hariç, kendisine gönderilen bu e–postaları kullanan, aynen ya da kısmen tekrarlayan herhangi bir köşe yazarından söz ediliyor mu?

Hayır.

Genelkurmay kayıtlarında bana gönderilmiş herhangi bir e–postanın, aynen, kısmen ya da mealen benim köşemde, kendim yazmışım gibi yayımlandığına ilişkin bir bilgi var mı?

Hayır.

Naip hâkim raporunda, Zaman gazetesinde ifade edildiği gibi, benim “askerlerle aramda sıkı bir ilişki bulunduğu” belirtiliyor mu?

Hayır.

Naip hâkimin raporunda, Zaman gazetesinde ifade edildiği gibi, “Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlanan makaleleri benim üzerimden kamuoyuyla paylaştığına” ilişkin bir bilgi var mı?

Hayır.

Naip hâkimin raporunda, “TSK tarafından gönderilen metinlerin bazı köşe yazılarımda birebir çıktığı savunuluyor” mu?

Hayır.

Ama Zaman bunları yazıyor işte. Başlığını da şöyle atmayı ihmal etmeden: “Gazetecilerin köşe yazısı Genelkurmay’dan.”

Allah çarpar diyeceğim ama belli ki Allah’tan da korkmuyorlar, gözlerini hırs bürümüş, ellerindeki pisliği olabildiği kadar çok insana sürebilmek için debelenip duruyorlar.

Ve bir “tarihsel gerçeklik” notu:

Naip hâkimin raporundan anlaşıldığına göre Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi bu faaliyetlerini 2007–2008 yıllarında yapmış görünüyor. Benim adımın da geçtiği belgenin üzerinde bir tarih yok ama bu faaliyetin önerildiği belgenin üzerindeki tarih 2007.

Milliyet’teki son yazım 4 Ağustos 2005 tarihinde yayımlandı.

Milliyet’te çalıştığım sürece e–posta adresim [email protected] şeklindeydi, Genelkurmay’ın [email protected] şeklindeki kaydı yanlış, dolayısıyla bana bir e–posta göndermiş olmaları da mümkün değil. Zaten o tarihte de Milliyet’te değil, Hürriyet’teydim. Hürriyet’teki ilk yazım 29 Eylül 2005’te yayımlandı. O günden beri de e–posta adresim hurriyet.com.tr uzantılı.

Ve son bir not daha:

Naip hâkimin raporunda 20 gazetecinin e–posta adresinin Genelkurmay bilgisayarında bulunduğu belirtiliyor. Zaman gazetesi ise haberinde 12 gazetecinin ismini vermiş. Geri kalan sekiz isim karartılmış!

O liste gerçekten gazetecilerle askerler arasındaki bir işbirliğinin kanıtıysa, Zaman o sekiz ismi yayımlama gereğini neden duymadı? O isimlerin bazılarının bugün yandaş medyada çalışıyor olmaları mı karartılmaları için yeterli oldu?

Zaman’ın Genel Yayın Müdürü herkese gazetecilik dersi vermeye pek meraklı ama önce biraz basın ahlakı dersi alsa kendisi için çok daha yararlı olacaktır.

NAİP HAKİM HÜSNÜ ÇALMUK’UN RAPORU İÇİN TIKLAYIN