Kemal Derviş, konuşmalarında sık sık “Ben politikadan anlamam ama..” diye başlayan cümleler kullanıyor.. “Ben politikacı değilim” demenin bir başka yolu..
Kendisine sormuş değilim ama Derviş’in bu söylemi bilerek kullandığını düşünüyorum.
Türk seçmeninin uzun süredir politikadan ve özellikle de politikacıdan pek hoşlanmadığı bir sır değil.
Politika denilince, seçmenin gözünde canlanan şey, koltuğuna yapışıp gitmek bilmeyenlerden, koltuk kavgası yapanlardan, kısır çekişmelerle ülkeyi içinden çıkılması güç duruma düşürenlerden ibaret..
Birbiriyle uzlaşamayan, en temel konularda bile kişisel sorunlarını ülkenin sorunlarının önüne koyan bir profil çizdi yakın geçmişimizde politikacı dediğimiz kişi..
Buna denendikçe eskiyen yüzlerden bir türlü kurtulamıyor olunmasını da eklemek gerek..
Politika yapmak, Ankara’da kapalı kapılar ardında sürdürülen bir tür kayıkçı kavgası demek..
Derviş, seçmenin önemli bir bölümüne bu düşüncenin hâkim olduğunu biliyor.
Aynı zamanda, kısa dönemde bu algılamanın değiştirilmesinin ne kadar zor olduğunun da farkında.
‘Portre’ yarım kaldı
Algılamanın olumlu yönde değişmesi için olumlu örneklerin çoğalması, politika yapma biçiminin değişmesi, politikacı rolünün yeniden tarif edilmesi gerekiyor.
Bu da öyle bir iki seçimlik kısa dönemler içinde sağlanabilecek bir gelişme değil.
Bu nedenle Derviş, farkını herkesin kolayca anlayabileceği bir zeminde vurguluyor: Ben politikadan anlamam, politikacı da değilim..
Derviş, ısrarla koltuk peşinde olmadığını da vurgulayarak bu tabloyu pekiştiriyor.
“İşin nasıl yapılacağını bilen bir iktisatçı” olarak kalmak onu diğerlerinden kesin bir çizgiyle ayırıyor.
Bunun Derviş açısından seçmen nezdinde önemli bir fark yarattığını düşünüyorum.
Burada sorun Derviş’in hâlâ kararını tam verememiş bir portre çizmesinde..
Seçimlere çok kısa bir süre kaldı. Seçmenin önemli bir bölümü hala kararını vermekte zorlanıyor.
Bu tablo Derviş’in tercihini bir an önce ortaya koymasını zorunlu kılıyor.
Derviş’in Türkiye’nin geleceğinde önemli bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Kendisini tanıdığım ilk günden beri böyle düşünüyorum.
‘Büyük çıkış’ zamanı
Endişem o ki kararının gecikmesi, köprülerin altından geri döndürülmesi çok zor suların akıp gitmesine de neden olacak.
Kemal Derviş önceki gün Deniz Baykal ile yaptığı çok uzun görüşmede temel konulardaki görüşlerini ortaya koydu, Baykal’ın görüşlerini dinledi.
Aralarında önemli bir görüş ayrılığı olmadığı Derviş’in ve Baykal’ın yakın çevrelerince ifade ediliyor.
Bundan sonrasının artık üzerinde kolayca anlaşılabilecek detaylar olduğu söyleniyor..
Derviş temel konularda çevresinin söylediği gibi gerçekten Baykal ile paralel düşüncelere sahipse tercihini bugün yarın ortaya koymalı ve büyük çıkışını yapmalı.
Seçmenin karşısına AKP dışında da güçlü bir alternatif koymanın yolu bu: Derviş rüzgârını arkasına almış, kapısının benzer düşüncelerdeki herkese açık olduğunu ilan etmiş CHP..
Tıpkı bir şarkıdaki gibi: “Ama karar ver, tutamıyorum artık zamanı…”