Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika’da yapılacak G – 8 zirvesine davet edildi. G – 8’ler bu toplantıda ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi””ni tartışacak.
Bu nedenle Türkiye Başbakanı’nın bu toplantıya “demokratik ortak” vurgusu yapılarak çağrılması önem taşıyor.
Gerçi toplantıya çağrılanlar arasında G – 8’ler dışında Afganistan, Cezayir, Bahreyn, Ürdün ve Yemen liderleri de var ama hiçbirinin “demokratik ortak” sıfatıyla toplantıya çağrılmadıklarını da biliyoruz.
Ortadoğu’da demokratik bir toplumun inşa edilebilmesi ve bölgede yer alan ülkelerin ekonomik gelişmelerinin sağlanması, planın özünü oluşturuyor.
ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin bu şekilde yaşama geçirilebilmesinin önünde iki büyük engel var: Bugünkü ABD yönetimi ve bugünkü İsrail hükümeti..
ABD planının uygulanmasının önündeki engelin bizatihi bu planı hazırlayan ABD yönetimi olduğunu söylemem çelişki gibi görünüyor olabilir ama öyle değil..
İsrail faktörü
ABD, Irak’ta yaptıkları ve yapamadıklarıyla bu planın bölge halklarının sempatisini kazanmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor:
Irak’ta düzen sağlanamadı, insan haklarına saygı Saddam dönemindekinden bir adım ileri değil, Irak’ta gerçek bir demokrasinin kurulabilmesinin önündeki engeller varlığını koruyor..
Öte yandan bugünkü İsrail hükümetinin Filistin sorununa yaklaşımı, sorunu çözmekten çok, daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz hale getiriyor.
İsrail hükümetinin en büyük hatası bütün bir Filistin halkını düşmanı gibi görüyor olmak.
Nasıl ki İsrail hükümetinin yaptıklarından bütün İsrail halkı sorumlu tutulamazsa, Filistinli bazı grupların yaptıklarından da bütün bir halk sorumlu tutulamaz.
Ve ne ABD yönetimi ne de İsrail hükümeti şu çıplak gerçeği görebiliyor: Filistin sorununun yarattığı gürültü dindirilmeden Ortadoğu’da parlak bir gelecek de vaat etse hiçbir ses duyulamaz..
Filistin’de insanlar kendi topraklarında bir esir hayatı yaşıyor, hatta o esir hayatını bile doğru dürüst yaşamalarına izin verilmiyor ve evleri yıkılıyor, tepelerine bombalar atılıyor..
Bu derece aşağılanmayı hiçbir halk hak etmez ve bunun yarattığı yenilmişlik duygusu silinmeden de Ortadoğu’nun öteki Arap halklarını da içine alacak büyük bir toplumsal proje uygulanamaz..
Para her şeyi halletmez
“Büyük Ortadoğu Projesi” adı verilen projenin başarı şansı bölgeye akıtılacak şu kadar milyar dolarlık bütçelerle ilgili değildir. Bunu söylerken paranın önemsiz olduğunu söyleyecek bir safdil olmadığımı da belirteyim. Ancak para Arap halklarının bugün yaşadıkları yenilmişlik duygusunu ve aşağılanmayı ortadan kaldırmaya yetmez..
Böyle bir projenin başarılı olabilmesi için önce bölge halklarının psikolojilerinin buna uygun olması gerek.
Bunun için de Filistin ve Irak’ta insan haklarına saygılı, demokratik ve adil bir çözümün ortaya konması gerekiyor.
Böyle bir çözüm teklifi ortaya çıkmadan dünyadaki bütün dolarları Ortadoğu’ya getirseniz de bir adım ileri atamazsınız.. Yapacağınız şey, olsa olsa bölgedeki bazı diktatörlerin kişisel servetlerinin artmasına ve iktidarlarını sağlamlaştırmaya yarar..
Başbakan Erdoğan umarım bu fırsatı, bu gerçekleri anlatmak için kullanabilir..