MİLLİYET

Hakem kararıyla mağlup sayılmak

İlk ve orta eğitim dönemindeki tarih derslerini hatırlıyorum: İmparatorluğun dağılışı ile sonuçlanan 1. Dünya Savaşı’nda, Osmanlı’nın aslında kaybetmediği halde, sırf müttefikleri yenildiği için yenik sayıldığı öğretilmişti bizlere.

Bir tür ‘hakem hatası’ydı sanki koca imparatorluğun dağılıp gitmesinin nedeni.
Bunda başarısızlıklardan kendimiz dışındaki güçleri sorumlu tutma alışkanlığının, geleneksel kültürel özelliğimiz haline gelmesinin de etkisi olmalı.
Profesör Selami Sargut “Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim” isimli kitabında (İmge Kitabevi) toplumsal kültürümüze hakim olan bu dışsallığın birey olarak bizleri ‘başarılı olmama özgürlüğü’ne kavuşturduğunu söylüyor.

Biri yapar, Türk bakar
“Başarı ve başarısızlık Türk insanının dışında oluşan bir olgudur. İnanç böyle olunca çabalar, doğrudan olayları ve durumu denetlemek yerine, olaylara yön vereceğine inanılan kişilere yöneltilir. O kişilerin gerçekte ellerinde olmayan güç ve olanaklara sahip oldukları varsayılır. Hatta belirli ölçüde güçlü tanışlar ya da dayılar makam ve işbitiricilikleri açısından birbiriyle yarıştırılır” diyor.
Böyle olunca olayların rüzgarına kendini bırakıp, başkalarının ne yaptığını seyretmek de ‘dış politika’ olarak sunulabiliyor.
Amerika’daki terör dehşetinin ardından dünya siyaset sahnesinde olanları hükümetimizin seyretmeye devam etmesinin nedeni de bu olmalı.

Figüran olmaktansa..
Açık seçik görülüyor ki dünyada artık yeni bir denge kurulacak. Bu dengenin kuruluşunu dışarıdan seyrederek, bize biçilecek rolleri “dayımın gücü bu kadarmış” diye kabullenmek de mümkün, insiyatif kullanarak kendi rolümüzü kendimizin tayin etmesi de…
İçinde bulunduğumuz, tarihi bağlarla bağlı olduğumuz coğrafyada, bir kenara çekilip kendi dışımızdaki güçlerin problemleri çözmesini bekliyoruz.
53 ülkeye yayılmış İslam dünyasında, şeriat yanlısı her gücün kendisine ilk düşman olarak laik Türkiye Cumhuriyeti’ni seçeceğini göremiyoruz. Bunun karşısında tarafsız kalmanın, giderek kendi sonumuzu da hazırladığının bilincinde değiliz.