Bu yazdığım kim bilir kaçıncı yeni yılı karşılama yazısı.. Saymadım, bilmiyorum. Saysam ne olacak ki zaten?
Her yıl başında “yapılacaklar” listesi hazırladığımı daha önce yazmıştım, eski okuyucularım hatırlar. Bunun doğal sonucu her yıl sonu “yapamadıklarım” listesinin çıkması oluyor elbette..
Artık bu huyumu da terk ediyorum. Hem yılbaşı listesi, hem yıl sonu listesi epeyce uzun bir süredir değişmiyor çünkü..
Ve her sene sonunda aynı şarkıyı söylüyorum: Hey yıllar, yenilmedim size, hatalarım bile aynı!..
Aslına bakarsanız “insan” olmak o kadar kolay bir şey değil..
Bir yandan insan doğası dediğimiz şey buna engel. Çelişkili gibi görünüyor belki ama değil..
Açgözlülük, doymak bilmezlik, hep daha fazlasını istemek.. Sonra da oturup bunlara bir “değer” atfetmek için düşünceler geliştirmek, bunları felsefi bir şekerle kaplayıp başkalarına da yutturmaya çalışmak..
Öte yandan dünya da buna uygun olarak dizayn edilmemiş aslında..
Hayatta kalabilmenin son derece zor olduğu, adeta başkalarına zarar vermeden yaşamaya olanak tanımayan bir dünya..
Düşünüyorum da insanın, insan gibi yaşamaya devam edebilmesi sadece üç şeyin kaybedilmemesiyle mümkün olabiliyor.
Birinci sıraya “inanç”ı koyuyorum.
Her ne kadar farklı farklı şeylere de inanıyor olsak, inancımızı yaşama biçimimiz kendimize göre değişse de, başka şeylere inananlar, başkalarının inançlarını küçümseseler ve beğenmeseler de bu önemli bir duygu.
İnsanın en azından kendi içinde huzurlu olmasını sağlayan bir faktör..
İkinci sırada önem verdiğim “değer” hayallerimiz.. Yine kişiden kişiye değişen, başkalarına komik de gelse bize ait olan hayaller..
Bir şeyi isteme cesaretini ve yapma gücünü bize sağlayan hayallerimiz..
Üçüncüsü ise en evrensel geçerliliği olan şey: Aşk.. Kişiden kişiye değişmeyen, bir kere geldi mi geldiğini kolayca anlayabileceğiniz, olmadığı zaman da yokluğunu en küçük hücrenizde bile hissedebileceğiniz bir duygu bu..
‘Nirvana’ya ulaşmak
Hinduizm ve Budizmde “mantra” adı verilen bir “şey” var. Mistik ve ruhsal etkisi olduğuna inanılan kutsal bir sözcük, bir hece ya da söz dizisini bıkmadan sürekli tekrarlamanın, “nirvanaya” ulaşmakta önemli bir rolü olduğu düşünülüyor. Hindu ya da Budist değilim, bunu belirteyim. Ama bunun Müslümanlıkta da bir karşılığının olduğunu, Allah’ın değişik isimlerini sürekli tekrarlamanın da bu tür bir meditasyon sağladığını düşünüyorum. Ben bilmiyorum ama Hıristiyanlık ve Yahudilik için de eminim benzer bir meditasyon yöntemi var olmalı..
Siz de ekleyin…
Bunu şunun için anlatıyorum: Reklamcı arkadaşlarım Oğuzhan ve Dürin bu yılbaşı için bir “mantra” hazırlayıp eşe dosta yollamışlar. Bir tane de bana gönderdiler.. “Movida Plus Map Mantrası”, uzun bir kâğıt üzerine yazılı bir dizi sözcük.. Altı boş bırakılmış.. Oraya da kendiniz için önemli gördüğünüz şeyleri yazıp sürekli tekrarlarsanız dileklerinizin gerçekleşeceğine tanık olacağınız belirtilmiş. Ben yukarıda yazdığım üç şeyi ekledim altına..
Mantrayı aşağıda veriyorum, sizler de kendi uygun gördüklerinizi ekleyin..
“Yeni yılımda yılgınlık uzak olsun. Enerjim tükenmez, sağlığım hiç üzmez, dostlarım yakın, sevdiklerim yanı başımda, düşmanlarım çaresiz, ailemle baş başa, ayrılıklarım kısacık, kavuşmalarım sıcacık, sevinçlerim dolu dolu, heyecanlarım arzulu, iyiliklerim karşılıksız, kederlerim anlık, mutluluğum ömür boyu, kızgınlığım duman kadar, işlerim tıkır tıkır, tatillerim gönlümce, başarılarım art arda, yuvam huzurlu, yolum ışıklı, uykularım mışıl mışıl, aklım fikrim yerinde, banka hesabım şişkince, zihnim güneşli ve parlak, yaratıcılığım fark edilir, bilgeliğim umman kadar, kalbim aşktan pır pır, koruyucu meleklerim omzumda, geleceğim geçmişimden güzel, yaşadığım an hepsinden özel, beş duyum açık olsun…”
Mutlu, sağlıklı bir yeni yıl diliyorum..