Şenol Ayla’nın Radikal’in kitap ekinde yayımlanan “Kendi aşk mektubumun öyküsü” başlıklı yazısını okurken çocukluk yıllarıma gittim… Bir kıza olan aşkımı ilk kez mektupla anlatmaya çalıştığım “ilk gençlik” günlerime…

Gerçi o tarihe kadar bu “ilan-ı aşk” işini sözlü olarak da yapmamıştım daha… Zaten sanırım bunu yapabilecek cesaretim de yoktu…
İki nedenle: Biz daha ilkokulun beşinci sınıfındayken bir arkadaşımız bunu yapmaya cesaret etmiş ve karşılığını kızın şikâyeti üzerine sınıf ögretmenimizden bir-iki cetvel darbesi yiyerek ödemek zorunda kalmıştı… İkincisi, ilkokuldan sonra yatılı okula gitmiştim, ne sınıfımızda, ne de yatakhanede ilaç için dahi olsun bir tek yaşıtımız kız yoktu. Kız öğrencileri kendi sınıfımızda görmek için lise bire kadar gelmemiz ve bu “garip duruma” alışmamız için bir sömestr geçmesini beklememiz gerekmişti…

Ayrı ulusun çocukları
Sınıfta biz yatılı oğlanlar ve gündüzlü kızlar iki ayrı ulusun çocukları gibiydik o ilk aylarda… Sonra alıştık birbirimize, alışkanlığın arkasından da yaşımızın gereği küçük platonik aşklar başladı elbette…
İlk aşk mektuplarını da işte o günlerde yazmaya başlamıştık. Mütalaa saatlerinde ders çalışıyormuş gibi yaparak yazılan ve çoğu muhatabına hiçbir zaman ulaştırılamayan aşk mektupları… Sadece yanınızda oturan, yanınızdaki yatakta yatan en yakın arkadaşınızla paylaşabildiğiniz, başka herkesten sır gibi sakladığınız aşk mektuplarıydı bunlar…

Ya yırtarsa?
Mektubu sahibine ulaştırmak için elbette PTT kullanılmazdı. Ya vestiyerdeki bir paltonun cebine ya da sıranın gözündeki bir kitabın içine gizlice sokuşturulur, sonra heyecan içinde ertesi gün beklenirdi: Mektubu okuyan ne yapacak? O yıllarda genel tavır, kızın gözlerinize sertçe bakarak elindeki mektubu göstere göstere yırtması ve gidip kapının arkasındaki çöp kutusuna atmasıydı… Ender durumlarda aynı yolla bir yanıt mektubu alırdınız ve o yanıtın arkası teneffüslerde okulun bahçesinde yapılan uzun yürüyüşlerde gelirdi…

Adı bende saklı…
Ben ilk mektubumu böyle bir iklimde yazdım işte… Bir hafta bütün mütalaa saatlerimi bu mektubu yazmak için harcadım. Renkli mektup kâğıtlarına dünyanın parasını verdim ama hiçbirini “postalanmaya” değer bulmadığım için yırtıp attım. Sonra “dâhiyane” bulduğum bir fikir geldi aklıma…
O yıllarda deli gibi roman okurdum. Yatakhanedeki dolaplarda bulabildiğim bütün romanlardaki güzel sözleri önce bir deftere kaydettim. Sonra bir “yap – boz” çözer gibi bu sözleri anlamlı bir bütün haline getirdim. Sonuç bence mükemmeldi. “Kankalarım” Bekir ve Rüştü de benimle aynı fikirdeydiler: Bu mektuba kayıtsız kalabilecek kız daha dünyaya gelmemişti!
Ülkenin ve dünyanın en büyük yazarlarına yazdırdığım bu edebiyat başyapıtı, ertesi gün yemek teneffüsünün sonunda bin bir parça halinde çöp kutusuna gitti. Bugün dünya edebiyat literatüründe bu mektuptan bahsedilmiyorsa müsebbibi edebi eserlerin değerinden anlamayan siyah bukleli saçları alnına doğru dökülen yeşil gözlü bir kızdır, adı bende saklı, yeri de kalbimde artık çok küçülmüş olsa da ben ölene kadar saklı kalacak…

Ne hissediyorsam o!
Büyüdükçe insanın “kendisi gibi olmasının” daha etkili olduğunu da öğrendim. Çalıntı aşk mektuplarını bıraktım… Ne hissediyorsam onu yazmaya çalıştım ve doğrusunu isterseniz bunun zararını da hiç görmedim.
Radikal’in kitap ekindeki yazısında Şenol Ayla da benimkine benzer bir süreçten geçtiğini anlatıyor ve buna rağmen yine de aşk mektubu yazmak için dış yardım arayanlara küçük bir kitap listesi öneriyor. Bu listeyi buraya aktarıyorum. Sadece aşk mektubu yazmak için esin perisi arayanlara değil, okuyacak iyi kitap arayanlara da yardımcı olacak bir liste bu:

‘Güzel’ ilham perileri
• Aşkoğrafya – Ünlülerden Seçme Aşk Mektupları. Derleyen Serkan Özburun, Kaktüs Yayınları.
• Aşk Mektupları. Henry Miller, Parantez Yayınları.
• Aşk Mektupları. Bedri Rahmi Eyüboğlu – Eren Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Yayınları.
• Aşk Mektupları. Halil Cibran, Anahtar Kitaplar.
• Aşk Mektupları. Simone de Beauvoir, Gendaş.
• Kadınlar Neden Yazdıkları Her Mektubu Göndermezler? Darian Leader, Ayrıntı Yayınları.
• Mektup Aşkları. Leyla Erbil, Yapı Kredi Yayınları.
• Hayatımın Filozofuna Aşk Mektupları. Monique Charles, Ayrıntı Yayınları.
• Muallakta, Araf’ta ve Düşlerde. Cem Mumcu, Okuyan Us Yayınları.
• Onikinci Gece. William Shekespeare, Remzi Kitabevi.