Kazlar için uyanma vakti!
Geçen gün bir arkadaşımın evine gittim. Apartmana girerken alt kattaki dairelerden birinin salon penceresinden dışarıya doğru uzanan bir soba borusu dikkatimi çekti. Çekmemesi imkansızdı çünkü ‘boru – baca’dan hatırı sayılır yoğunlukta bir duman apartman girişine doğru rüzgarın da etkisiyle savruluyordu.
Arkadaşımın evinin kaloriferli olduğunu biliyordum. Kapıdan girer girmez ilk işim bu ‘baca’nın nasıl olup da tüttüğünü sormak oldu. Arkadaşım “senin doğal gaz fiyatlarından haberin yok galiba” dedi, “artık bir çok insan doğal gaz yerine evine kurduğu sobayla ısınıyor.”
Milliyet muhabiri Semra Kardeşoğlu’nun İstanbul’da yaptığı küçük bir araştırma bu bilginin doğru olduğunu ortaya koyuyor. Piyasanın genel eğiliminin aksine ilk kez bu yıl bu mevsimde soba satışları devam ediyor. Muhabirimizin görüştüğü satıcılar, bu yeni eğilimin doğal gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle bazı vatandaşların kömürlü sobaya geçmelerinden kaynaklandığını söylüyorlar.
İki kuş vuracaktık ama..
Hem hava kirliliğinin önlenmesi hem de daha ucuz ısınma için zamanında doğal gaza geçenlerin yeniden eski sisteme dönmelerinin öyküsü, aynı zamanda Türkiye’de vatandaşın nasıl enayi yerine konduğunun da tipik bir öyküsü olarak bugün Milliyet’in manşetinde yer alıyor.
Doğal gaz ilk yıllarda özellikle ucuz bir fiyatla halka sunuldu. Bir yandan sosyal bir amaç güdülüyordu; kentlerdeki hava kirliliği önlenecekti, diğer yandan ekonomik bir amaç vardı; halk ucuza ısınacaktı..
Amaç meğerse ucuz diye vatandaşları doğal gaza abone etmek, sonra da bir kümese toplanan tüm kazları son tüylerine kadar yolmakmış..
1997 Ocak ayından 2001 Aralık ayına kadar doğal gaz Botaş tarafından sürekli olarak dolar bazında zamlanmış. Bu da yetmemiş gazı halka satan EGO, İgdaş, İzdaş gibi kuruluşlar da fiyatlarını dolar bazında düzenli olarak arttırmışlar. Milliyet’te bugün yayımlanan tablo bu zamların nasıl insafsız ölçülerde olduğunu da ortaya koyuyor.
Gazın neresi lüks?
Bu da yetmemiş doğal gaz artık nasıl oluyorsa ‘lüks tüketim’ sınıfına sokulmuş KDV arttırılmış. IMF’nin istediği Akaryakıt Tüketim Vergisi de üzerine gelince kümesteki kazlar bir kez daha yolunmuş. Sonuç olarak BOTAŞ’ın 7.3 Cent’e satın aldığı doğal gaz vatandaşa vergiler dahil yüzde 296 zamla satılır olmuş.
Belli ki belediyeler kurdukları BİT’ler aracılığıyla yeni bir gelir kaynağı yaratmışlar ve bu iş için kurdukları şirketlerin giderlerinden daha fazlasını halktan zorla alıyorlar.
Üstelik belediyelerin kurduğu dağıtım sisteminin neredeyse tüm maliyetini de değişik isimler altında bizler ödüyoruz. Abone olmak için, doğal gazı apartmana bağlatmak için, sayaç bakımı için, ve artık nasıl bir hizmetse ‘sabit hizmetler’ için de ayrıca para ödüyoruz.
Ve şimdi aşırı fiyat nedeniyle tüketim düşüyor, ihtiyaç fazlası gaz boş boru hatlarında bekletiliyor, onlar da dolunca ithal ettiğimiz ve tüketemediğimiz gazı boşa yakıp havaya savurmak gibi bir başka komiklik yapmaya hazırlanıyoruz.
Diyeceksiniz ki ‘Burası Türkiye’.. Evet ‘burası Türkiye’, ama artık ‘kaz’ların da uyanma zamanı gelmedi mi sizce?