Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

MHP'den merkez partisi yaratmak…

 Devlet Bahçeli’nin MHP’yi bir merkez partisi yapmak yolunda samimi istekleri olduğunu biliyoruz. Bu konuda yalnız da değil. Seçimlerden güçlenerek çıktığından beri birçok çevre, MHP’nin bir merkez partisine dönüşmesini bekliyor, istiyor. Böylece ANAP ve DYP’nin dolduramadığı düşünülen bir siyasi boşluğun doldurulacağı tahmin ediliyor.
Merkez partilerinin güçsüzleşmesinin radikal İslamcı unsurları öne çıkarması da böylece önlenmek isteniyor.

Ancak MHP’den kaynaklanan her yeni siyasi çıkış da kamuoyunun belirli bir bölümündeki bu umudu biraz daha tüketiyor.

Bu iş kolay olmayacak
MHP’ye yakın çevreler, kendi partisi içindeki daha radikal unsurlarla hesaplaşmasını henüz tamamlamamış Bahçeli’nin, özellikle demokratikleşme ve Avrupa Birliği konusundaki sert çıkışlarının bu çerçevede görülmesi gerektiğini söylüyorlar.
Köklü bir geçmişi ve kendince iç tutarlılığı olan sağlam bir ideolojiye sahip bir partinin böyle büyük bir dönüşümü kısa sürede gerçekleştirmesi elbette çok güç.
Unutmamak gerekir ki bu parti daha üç yıl öncesine kadar siyasi yelpazenin en sağında yer alıyordu.
Bu açıdan “merkez partisi MHP” hayallerinin gerçekleşmesi o kadar kolay değil.
Bugün MHP’nin geldiği nokta dikkatle incelenirse, bunun bile gerçekten “çok ileride” olduğunu söylemek gerek.

Soru ve sorunlar var
Öte yandan Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum yasalarını çıkarmak konusunda MHP’nin iç hesaplaşmalarının tamamlanmasını beklemeye tahammülü olup olmadığı da ayrı bir konu olarak önümüzde duruyor.
Bu konuda sağlanabilen ilerlemenin MHP tarafından yeterli görüldüğü, bu partinin koalisyondaki diğer ortaklarının aksine bu konuda daha fazla bir ilerleme istemediği de bir başka gerçek.
Tam da bu döneme denk gelen “ana dilde eğitim” isteklerinin bir anlamda MHP’yi provoke etmeye de yönelik olduğunu düşünüyorum.
Bahçeli’nin “MHP, toplumsal ahengi, kamu düzenini ve demokratik değerleri mükemmel olsunculuk tuzağına kurban veremez” sözleri büyük ölçüde bu yeni girişimden kaynaklanıyor.
Ancak mükemmel bir demokrasinin Türkiye’nin toplumsal ahengini ve kamu düzenini nasıl olup da bozabileceği de ilginç bir soru olarak MHP’nin önünde duruyor.
Temel demokratik değerleri reddeden, daha fazla demokrasiyi lüks bulan bir partinin nasıl olup da merkez partisine dönüşebileceği, bunun radikal islamcı unsurları nasıl siyaseten bertaraf edebileceği de cevabı kolayca bulunabilecek bir soru değil.

FRP üzerine son kez
FRP türü oyunların “akıl oyunu” olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde bu oyunu oynayan genç kitlenin ezici çoğunluğunun iyi eğitim görmüş, zeki ve akıllı insanlar olduğunu da…
Son intihar olayından sonra bazı genç ve çocuk intiharlarında, FRP türü oyunların oynamış olabileceği rollere ilişkin iddialar Milliyet’te de yer aldı. Bazı kişilik tiplerinde bu oyunun kişilik bölünmesine yol açtığına ilişkin bazı araştırmalar ve örnekler yayımlandı.
Günlerdir beni bir e – posta bombardımanına tutan FRP severlerin mektupları genellikle şöyle başlıyor: Şu kadar yıldır FRP oynuyorum, intihar etmedim.
Her defasında bunun, oyunun kendisiyle değil “bazı kişilik tipleriyle” ilgili olduğunu vurgulamaya özen gösterdik. Ben de bu konuda iki ayrı yazı yazdım. Dikkatli bir okuyucunun bunu fark etmemiş olması mümkün değil.
Son kez bir daha yazıyorum ki iyice anlaşılsın. FRP türü oyunları oynayanların er ya da geç intihar edeceklerine ilişkin bir bulgu yok. Ancak bu oyunu masadan kalktıktan sonra da oynamaya devam eden bazı kişilik tiplerinin intihara, cinayete varan eylemlere yönelebildikleri birçok yabancı bilim adamınca da doğrulanıyor.
Bu konuda biraz daha e – posta alırsam bunun artık gerçekten bir “akıl oyunu” olduğuna olan inancımı da kaybedeceğim.