Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Anahtar kırıldı bir kere…

 Amerikalı yazar Dashiel Hammet nedense Türkiye’de pek tanınmıyor. Oysa birçok eleştirmen onu çağdaşı Hemingvvay ile bir tutuyor. Onun kadar ünlü olmaması ise genellikle McCarthy soruşturmalarındaki ödün vermez tutumuna bağlanıyor.

Hammet, Türkçe’ye de çevirilip, yayımlanan Sırça Anahtar isimli romanında “bir tek defa kullanılabilen ve sonra kırılıp işe yaramayan sırça anahtar” sembolünü kullanarak ilginç bir mesaj veriyor.

Kapalı duran bir kapı, sırça anahtarla bir kez açıldı mı artık yeniden kapatılması asla söz konusu, olamaz. Kapının arkasında sizi bekleyen şeylerle birlikte yaşamak zorundasınızdır.

Kapının arkasındakileri beğenmezseniz, çekip kapatarak onlardan kurtulamazsınız. Onlar artık hayatınızın bir parçası olurlar.

Hammet’i ve Sırça Anahtar romanını yeniden hatırlamama son günlerde Susurluk Olayı’nın ört bas edilip edilemeyeceği ile ilgili tartışmalar yol açtı.

Toplumun bir kesiminde bu yönde şiddetli bir umutsuzluk olduğu gazetelere yansıyan demeçlerden de kolayca anlaşılıyor.

Bu tür düşüncelere katılmıyorum. Susurluk’taki tarihi kaza da tıpkı sırça anahtarla açılan bir kapı gibi. Artık geriye dönmenin ve o kapıyı kapatmanın imkânı yok.

Basın ilk günden beri olayın kapatılmasını isteyen çevrelerin baskılarına rağmen olayın üstüne gitti. Devlet içinde bir çetenin kurulduğunu ve bu çetenin yasadışı eylemler içinde olduğunu açıkça ortaya koydu.

Basına sansür yasasının tam da kazayı takip eden günlerde kamuoyuna sürülmesi boşuna değil.

Amaçlan gerçeklerin ortaya çıkmasını yavaşlatmak, sonra da her şeyi unutturup bu badireden kurtulmak.

Ama bunu başaramayacaklar. Gündemi bir – iki günlüğüne değiştirmeyi başarsalar bile, çetenin varlığını ve yaptıkları yasa dışı işleri unutturamayacaklar.

Türk basını bıkmadan, usanmadan bu işin peşinde gidecek.

Bugünden itibaren gazetelerde ve televizyonlarda yeni bir kampanya ile karşılaşacaksınız. Türk basını gerçeklerin ortaya çıkartılmasındaki kararlılığını bu kampanya ile bir kez daha göstermek istiyor.

Artık anahtar kırıldı, geri dönüş yok. Türkiye’yi bir hukuk devleti haline getirme mücadelesinde herkese büyük sorumluluklar düşüyor.

“Devlet zarar görecek” kaygısıyla saklanan belgelerin, aslında Türk demokrasisine en büyük zararı verdiği ortaya çıktı.

Namuslu insanları Türkiye’ye sahip çıkmaya, ellerindeki bilgileri açıklamaya çağırıyoruz.