Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Ey Türk gençliği!

 Bundan 24 yıl ‘önce benim gibi lise son sınıfta okuyan 200 bin kişiyle girdiğim bir sınavdan, hayatta en çok okumak istediğim okulu; Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak çıktım. 0 gün sınavda bir terslikle karşılaşsaydım ne olurdu, yaşam çizgim, dünya görüşüm bundan nasıl etkilenirdi bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğim. Doğrusunu isterseniz o yıllara geri dönüp bunu öğrenmeyi de asla istemiyorum.

Bugün 1 milyon 398 bin 540 genç benim 24 yıl önce geçtiğim yoldan geçiyor. Benim zamanımdakinin yedi katı. Yarış şimdi daha ağır şartlar altında gerçekleşiyor.

Bugün kalbim hiçbirini tanımadığım 1 milyon 398 bin 540 genç için atıyor. İçimden imkansızı beklemek, hepsinin sınavda başarılı olmasını istemek geliyor. Bunun boş bir hayal olduğunu bilmeme rağmen…

Marketing Türkiye Dergisi’nin son sayısında Türk gençliği üzerine yapılmış iki büyük araştırmanın (ve galiba hepsi de bu kadar) sonuçları var. DAP tarafından yapılan ‘Yaşam Tarzları’ araştırması ile Focus 4 tarafından yapılan ‘Geleceğin Genci’ araştırması.

Nüfusunun yarısından çoğu genç olan bir ülkede gençler üzerine ne kadar az düşündüğümüzü bir kez daha hatırlatarak bu araştırmalardan bazı parçalar sunmak istiyorum.

DAP’tan Akın Alyanak’ın araştırma ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:

– Türkiye’de gençlik geleneksel değerlerini bırakmaktan yana değil. Yavaş bir Batılılaşmayı içlerine sindirebiliyorlar ama, popüler değerlerin bombardımanına dikkatle karşı koyuyorlar. Geleneksel değerlerle ilgili çelişmeler aile içinde, toplumla olana oranla daha güçlü oluyor.

– Anne ve babaların gösterdikleri doğrular ile gençlerin doğruları her zaman çatışıyor. Kısa zamanda başarılı olarak, köşeyi dönmek için ana babalarının yapamayacağı pek çok şeyi göze alabiliyorlar.

– 18 – 25 yaş grubundakilerde evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı olmayanların oranı yüzde 60, kürtaja karşı olmayanlar yüzde 76.

– Anne ve baba ahlaklı olmayı öğretmeye gönüllü. Dinsel eğitime gelince kendilerini bu konuda yeterince donanımlı görmedikleri için bu işi okullara devretmeye eğilimliler.

– Gençler cinsiyetten soyutlanan dostlukları kurmakta son derece zorlanıyorlar. Kızlar bu konuda erkeklere oranla daha başarılılar.

– Çevre korunmasına önem verdiğini söyleyen gençler bu konuda bir şey yapmaya yatkın değiller. Fikri iyi bulmakla beraber uygulamayı devletten bekliyorlar.

– İş dünyasına yarış alanı olarak bakıyorlar. Büyük kurumlara güven duymuyorlar. Sık iş değiştirmeyi olağan görüyorlar. Bu nedenle belli bir işte uzmanlaşmaya yatkın değiller.

Focus 4’ün ‘Geleceğin Genci’ araştırmasının cinsellikle ilgili bölümlerinin değerlendirmesini de Zeynep Karaaslan’dan aktarıyorum.

– Gençler erkek ve kadınların eşit cinsel haklara sahip olmasından yanalar. Cinsel eğitimin okullarda verilmesini istiyorlar. Anne ve babalarının bekârete, kendilerinden daha çok önem verdiğini söylüyorlar.

– Kızlar açısından bekâret, erkek arkadaşları buna önem vereceği için değil de anne babalarının kızmasından korkulduğu için korunması gereken bir şey olarak görülüyor.

– Gençler cinsellik konusunda anne ve babaların tavırlarının toplumun baskısı tarafından belirlendiğini düşünüyorlar. Çevrelerinden korkuyorlar. ‘Söz çıkacak’ en büyük korkuları.