RADİKAL

İtalya ile 'savaş'

 VİYANA – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i Avusturya’ya getiren uçakta en çok konuşulan konu İtalya Başbakanı’nın önceki akşam üzeri söylediği sözlerdi.
D’Alema’nın “PKK silahlı mücadeleden vazgeçtiğini açıklarsa arabuluculuk etmeye hazırız” şeklindeki sözleri, Apo’nun İtalya’ya gitmeyi neden tercih ettiğinin de işaretini veriyor. D’Alema’nın aynı sözleri ertesi gün bir kez daha tekrarlaması da bu görüşün İtalyan hükümetinin politikası haline geldiğini gösteriyor.

Avrupa’da Yunanistan dahil birçok ülke, Moskova’ya ‘Apo’yu bize göndermeyin’ şeklinde bir mesaj verirken, İtalyanların tam tersi bir tavır takınmaları PKK ile İtalyan hükümeti arasında bir pazarlığın olduğunu da ortaya koyuyor.
Apo’yu kırmızı bültenle arayan ülkelerden Almanya bu pisliğe bulaşmaktan özenle kaçınıyor. Alman İçişleri Bakanı dün kendi ülkesindeki mahkemelerde açılmış davaları görmezden gelip ‘Bu İtalya’nın sorunudur’ derken, İtalyan Cumhurbaşkanı’nın,
Apo’nun durumunu “Bu dünya yüzündeki her halkın layık olduğu haklara sahip olması için bir fırsattır” diye yorumlaması Türkiye’de estirilen zafer havasının biraz erken olduğunu da gösteriyor.
Öyle görünüyor ki Apo’nun İtalya’yı tercih etmesi de, Almanya’nın Apo’yu kesinlikle istememesi de bilinçli bir tercih. İtalya’da iktidarda bulunan sol koalisyon, Avrupa’nın ateşi tutmak için kullandığı bir maşa işlevi görüyor.
Bu durumda İtalya’nın Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye iade etmemek için elinden gelen her yola baş vuracağını, her gerekçeyi kullanacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bilindiği gibi İtalyan yetkililer bunun işaretlerini ilk ağızda Türkiye’de idam cezasının uygulandığına dikkat çekerek vermişlerdi.
Dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel uçakta ‘idam cezasını kaldırmaya Türkiye’de kamuoyunun henüz hazır olmadığını’ söyledi. Eğer hükümet ve TBMM de Demirel gibi düşünüyorsa idam cezasının kaldırılacağına ilişkin beklenti boşa çıkacak demektir. Böylece İtalyanlara davranışlarını mazur gösterecek önemli bir silah daha verilmiş olacak.
Elbette idam cezası kaldırılsa bile Apo’nun Türkiye’ye iadesi şu andaki koşullarda mümkün görünmüyor ama İtalyanların hiç de dostça olmayan bu yaklaşımlarını dünya kamuoyuna haklı gösterebilecekleri bir zemin yaratılacak.
İtalya bir hukuk devleti. Apo’nun davasının görüleceği mahkeme bu açıdan İtalya’nın daha önce imzaladığı suçluların iadesi ve terörle ortak mücadele sözleşmeleri ile bağlı. Ancak iltica hakkının verilmesi siyasi bir karar. İtalyan hükümetinin tutumu, mahkemenin kararı ne olursa olsun bu siyasi tercihin PKK’dan yana kullanılacağını gösteriyor.
Türkiye’nin Suriye’ye savaş ilanına varacak sertlikte bir tepki göstermesinin bir gerekçesi, terör örgütü kamplarının bu ülkenin himayesinde olmasının yanı sıra Apo’nun Şam’da barındırılıyor olmasıydı.
Türkiye şimdi aynı sertlikte tutumu Apo’ya barınma izni verdiği takdirde İtalya’ya karşı da izlemek durumunda. Elbette İtalya ile ortak sınırlarımız yok, dolayısıyla bir savaş halinin söz konusu olması mümkün değil, ancak bundan sonra Türkiye ile italya ilişkilerinin ‘ilan edilmemiş bir savaşın gerginliğini’ taşımaması da imkânsız.
Türkiye, Apo’yu dünyanın neresine giderse gitsin takip etmek ve hiçbir yerde barındırtmamak şeklinde özetlenebilecek politikasından vazgeçmeyeceğine göre, önümüzdeki aylar İtalya ile ilişkilerimizin bugünden öngörülemeyecek kadar sertleşeceğini söylemek de falcılık olmayacak.