Üç hafta önce Radikal’de ‘prefabrik konutlar yetişecek mi?’ konulu kampanyayı başlattığımızda niyetimiz popülizm ve politika yapmak değildi.

Kış bastırmış, yağmurlarla gelen seller çadırkentleri kaplamış, çoğu kışlık çadırda yaşamak zorunda kalan depremzedeler perişan durumdaydı. Bölgedeki arkadaşlarımız depremzedeler için yaptırılan geçici barınma amaçlı prefabrik konutların söz verilen tarihe yetişmeme tehlikesinin bulunduğunu bildiriyorlardı.

Radikal’in yazı işlerinde şunu konuştuk: 30 Kasım tarihini bekleyip prefabrik konutlar yetişmediği takdirde bunu haber yapmamızın kime, ne yararı var? Depremzedeler açısından bunun ne faydası olabilir? Gazetecinin işi pusuya yatıp beklemek ve sonra da ortaya çıkıp ‘hükümet bu işi de beceremedi’ diye feryat etmek mi?

Biz ikinci yolu seçtik. Testi kırılmadan yol göstermeyi tercih ettik. Böyle yaptığımız takdirde bölgede gece gündüz çalışan kamu kuruluşlarının ve müteahhitlerin çalışma isteklerinin artacağını, kamuoyu baskısının işlerin daha hızlı yapılması için yararlı olacağını tahmin ettik.

Radikal’de geçtiğimiz üç hafta boyunca sık sık gördüğünüz ‘8 gün kaldı, canlan!’ kampanyası böyle doğdu.

Bugün ortaya çıkıyor ki doğru bir iş yaptık.

Nitekim dün Bayındırlık Bakanı Koray Aydın da bunun altını çizdi: “Konutların yapımında aslında gazetecilerin de katkısı var. Bu işe hep beraber başladık. Gazeteciler de ‘olduydu, olmadıydı’ diyerek bizi motive etti. Eğer ben 30 Kasım sözünü vermemiş olsaydım bu evler en erken 30 Aralık’ta biterdi. İnsanüstü bir çalışma sergilendi. Valisi, kaymakamı, belediye başkanı hepimiz sahadaydık. Gece yarısı eksi 5 derecede çalışma vardı.. 0 insan orada eksi 5 derecede çalışıyor. 0 ellere saygı duyulur, o eller öpülür..”

Bölgede yapılması planlanan 26 bin prefabrik konutun yüzde yüzüne yakın bir bölümü son dönemde gösterilen olağanüstü çabayla ‘kabaca’ da olsa bitirilebildi. Evet, hâlâ bazı konutların elektrik ve su tesisatı gibi problemleri var. Ama biliyoruz ki neredeyse her prefabrik konutta bir ekip çalışıyor ve çok geçmeden bu eksiklikler de tamamlanacak.

Şöyle düşünüyoruz: Tamamen bitirilmemiş de olsa, bugünkü durumlarıyla bu prefabrik konutlar yazlık çadırlardan daha iyi bir korunma imkânı sağlıyor. Demek ki varılan noktada bir başarı var. Öte yandan mevcut tablonun çok da fazla iftihar edilebilecek bir durum olmadığının da farkındayız. Ancak biliyoruz ki kamuoyu baskısı çok geçmeden o konutların da eksikliklerinin tamamlanmasını, çevredeki çamur deryalarının kurutulmasını sağlayacak.

Radikal son konuttaki son vida da tamamlanana kadar bu işi takip edecek.