RADİKAL

Taliban sopası, Noel Baba'ya karşı

 Dokuz yaşındaki kızım Yasemin, Ankara’nın Sincan ilçesinde yılbaşı kutlamalarının yasaklanması ile ilgili haberleri izledikten sonra bana şu soruyu sordu:

Sincanlı çocuklara şimdi Noel Baba hediye götürmeyecek mi?

Sorusuna yanıt bulmakta bir hayli zorlandığımı itiraf etmeliyim. Ama eminim benim kızımın sorduğuna benzer soruları bugün Sincan’da birçok çocuk kendi anne-babasına soruyor.

Kendilerine İslami yaşam tarzını seçenlerde çok sık görülen bir yaklaşım, Sincan Belediye Başkanı’nın tavrında bir kez daha kristalleşiyor.

Yeni yılın gelişini kutlamak bir Müslüman için günahsa bunun bedelini öteki dünyada ödemek esas olarak günahı işleyenin sorunu.

Siz inanan bir Müslüman olarak bunun yanlış olduğunu söylemek, ‘doğruyu tebliğ etmekle’ yükümlüsünüz. Buna rağmen birileri hâlâ yılbaşını kutlamak istiyorsa bu onun bileceği bir iş.

Ama işler böyle yürümüyor. Türban takmayı bir temel insan hakkı olarak savunan İslamcılar, başkalarının kendileri için uygun gördüğü tarzda yaşama hakkına saygı göstermiyorlar.

Bu da ister istemez bugün yüzlerine taktıkları demokrat maskenin sahte olabileceği düşüncesini uyandırıyor bende.

Dünkü Radikal’in dış haberler sayfasında Kabil’i üç aydır yöneten İslamcı Taliban’ın kurduğu ‘din polisi’nin marifetleri vardı. Taliban’ın din polisi camiye gitmeyenleri sopayla namaza durduruyormuş. Kadınlarla erkeklerin selamlaşmasının cezası da herkesin içinde din polisi tarafından dövülmekmiş. Polisin yetkileri hem savcı hem yargıç yetkileri niteliğindeymiş. Suçu belirliyor, cezasını kesiyor, anında da uyguluyormuş.

Suudi Arabistan ve İran gibi şeriat ülkelerinde de bir tür ‘din polisi’nin olduğu ve günlük yaşamın bu din polisi tarafından gerektiğinde şiddetli cezalar da uygulanarak denetlendiğini oraları görenler anlatıyor.
İslam, kuralları ancak sopayla uygulatılabilen bir din mi?

Yoksa çocukluğumuzdan beri bize anlatıldığı ve kitaplardan okuduğumuz gibi bir hoşgörü dini mi?

İslam’ın kaynakları dinde zorlamanın olamayacağını açıkça söylemiyor mu? Kimin kıldığı namaz daha geçerli? Sopa tehditi altında camiye gidenin mi, yoksa içinden namaz kılmak İsteği geldiği için safa duranların mı?

Sincan Belediyesi’nin uygulamalarına bakılırsa bizim İslamcıların içinde yatan özlem de ‘din polisi’nin sopasıyla uygulanacak bir şeriat düzeni.

Refah Partisi hangisinden yana? Bakalım, Refah yönetimi Sincan Belediyesi ile ilgili olarak nasıl bir takınacak? Bunu gerçekten çok merak ediyorum.