“Başkan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin son yapılan MYK toplantısında, her geçen gün kendilerine yönelik desteğin arttığını belirterek, ‘Bunu meydanlarda görüyorum’ demişti. Yapılan son araştırmalar Başkan Erdoğan ve AK Parti’nin oy oranı hızla yükselirken, 6’lı masanın çakıldığını ortaya koydu.”
Bu paragrafı, havuz gazetesinde yayımlanan bir haberden aktardım.
Haber şöyle devam ediyor:
“Seçime doğru giderken AK Parti’nin oyları hızlı bir artış trendine girdi. EYT düzenlemesinin yanı sıra memur ve emekli maaşları, asgari ücretteki artış AK Parti’nin oylarına 3 puanlık artış olarak yansıdı. Buna göre AK Parti, yüzde 41 bandını aştı. ‘Erdoğan’a asla oy vermem’ diyenlerin oranı yüzde 47’lere geriledi. Seçime 4 ay kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın potansiyel oy oranı yüzde 53’e yükseldi. Bu rakamın giderek artacağı hesaplanıyor.”
Bu metin, herhangi bir gazetecilik ölçüsüne göre “haber metni” olarak değerlendirilebilecek bir metin değil.
Zaten haberi gazeteye koyan editörün de belli ki böyle bir derdi olmamış.
Araştırmayı kimin yaptığı belli bile değil, araştırmaya göre öteki partilerin oy durumu nedir, Erdoğan’ın olası rakiplerinin durumu nedir gibi bilgiler de haberde yer almıyor.
“Bir gazete haberi” denilebilecek hiçbir özelliği olmayan bu metni buraya aktarmamın nedeni “Erdoğan taraftarlarına gaz vermek” amacıyla yazıldığı apaçık belli olan bir habere göre bile AKP yüzde 41’de görünüyor.
İşin gerçeği şu ki “AKP’nin oyu” diye verdikleri bu rakama, AKP ve MHP’nin oylarını toplayarak ancak varılabiliyor.
Erdoğan’a destek yüzde 53’ü geçmiş ve bunun daha da artacağı “hesaplanıyor”muş!
Kim hesaplıyor, nasıl hesaplıyor, bununla ilgili bir bilgi de yok zaten.
Öyle görünüyor ki AKP yöneticileri, partinin oy tabanındaki erimeyi durdurmanın bir yolu olarak da bu tür dezenformasyona bel bağlamışlar, salladıkça sallıyorlar.
Daha önce de yazmıştım, tekrar yazayım:
Ciddiye alınabilecek araştırmaların hiçbirinde Erdoğan’a oy veririm diyenler yüzde 40’ı geçmiyor.
“Erdoğan’a asla oy vermem” diyenlerin oranı da yüzde 60’ın altına inmiyor.
“AKP yükseliyor, Erdoğan yine kazanacak” propagandasının seçime doğru hız kazanacağını da söyleyebiliriz.
Bu yolla muhalefet seçmeninde bir yılgınlık ve bezginlik yaratabilirlerse, en azından sandığa sahip çıkma iradesini sarsabileceklerini hesaplıyor olmalılar.
—————————–
Savcılara gözdağı mı?
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G.’yi 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli ile evlendirmesi olayını soruşturan ve dava açan savcının görev yeri değiştirildi.
Söz konusu savcı, 2 yıldır el değmeden Adliye’de öylece duran bu dosyayı ele alıp, soruşturmayı sonuçlandırıp, zanlılar hakkında davayı açan savcıydı.
Olayın mağdurunun şikayetine rağmen, dosyanın savcılık bürolarında el değmeden durması, öyle görünüyor ki belli bir merkezden verilen talimatın eseriymiş.
Savcı, dosyayı raftan indirerek Türkiye’yi dehşete düşüren bu olayı açığa çıkarınca tepki görmüş olmalı.
Savcının görev yerinin değiştirilmesinin tenzili rütbe anlamına gelmeyeceği belirtiliyor.
Ancak artık aile suçlarıyla ilgili büro yerine genel soruşturmalara bakan büroda görev yapacak.
Belli ki savcının, bu tür bir olayı daha ortaya çıkarmasını göze alamamışlar.
Dosyaya iki yıldır elini sürmeyen savcı cezalandırılacağına, adaleti sağlamak için çabalayan savcı görev yeri değiştirilerek “uyarılıyor”!
Onun şahsında bütün savcılara da “bir daha böyle işlere kalkışmayın” deniliyor.
Şaşırdınız mı?
——————————–
Geleneksel “Vergi Veren Aptaldır” Kanunu
Bir seçime daha gidiyoruz ve bundan önceki seçimlerdeki gibi bu seçimde de hükümetin oy toplama taktiklerinden birisi de vergi borçlarını affetmek.
Neşe Karanfil’in, Hürriyet logosunu kullanan gazetede yayımlanan haberine göre, “vergi affı”, 31 Aralık 2022 tarihinden önceki vergi borçları, idari ve adli para cezaları, MTV, trafik, nüfus, otoyol ve köprü kaçak geçiş cezaları ve sigorta primlerini kapsayacak.
Peşin ödemelerde yüzde 90’a varan indirimler yapılacağı da haberdeki bir başka ayrıntı.
Matrah artırımı yapan mükelleflere ilişkin vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı da bildiriliyor.
Bu Türkiye’de artık adet haline geldi.
Her seçimden önce böyle bir kanun çıkıyor ve vergisini zamanında ödeyen enayiler dizlerini döverlerken, vergisini ödemeyip seçimi bekleyenler kazançlı çıkıyor.
Vergiyi, faizsiz kredi gibi kullanmaktan da öteye hem borçlarının sadece yüzde 10’unhu ödeyecekler hem de enflasyon nedeniyle kazanç elde edecekler.
Ne güzel bir ülke değil mi?
Merak ettiğim normal şartlar altında bugünlerde imar affı da çıkarırlardı, o niye bu kadar gecikti?
Yöneticilerimiz uyuyor mu?
—————————