t24.com.tr

Vali ile general muhtıra verdi

Şırnak Valisi ile Şırnak İl Jandarma Komutanı, İdil ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı adayının seçim çalışmasını yerinde izlediler!

Niye böyle yaptılar diye merak eden herhangi birisi kaldı mı Türkiye’de, bilmiyorum.

Bu artık yadırgadığımız bir durum değil.

Türkiye Cumhuriyeti bir parti devleti oldu.

Ve bir parti devletinin eninde sonunda varacağı yere doğru dolu dizgin ilerliyor.

Günün birinde subayların ve polislerin kollarında ampullü pazıbent bile görebilirsiniz, öyle görünüyor ki “menzili maksuda” çok da yol kalmamış.

Hatırlamayanlar vardır, İdil ilçesinde bir önceki yerel seçimde belediye başkanlığını oyların yüzde 73,84’ünü alan HDP’li aday kazanmış ve ardından İçişleri Bakanlığı tarafından “hakkında süren soruşturmalar” gerekçe gösterilerek görevden alınmıştı.

Böyle durumlarda olduğu gibi yerine de kayyım olarak İdil Kaymakamı tayin edilmişti.

Onun için Vali ve Jandarma Komutanı tümgeneralin seçim çalışmalarında AKP’li adaya destek için İdil’de boy göstermelerinin bir ikinci anlamı daha var.

Bu “siz ne yaparsanız yapın, bizim partinin adayını seçmezseniz biz yine bir memuru kayyım tayin edeceğiz” demek.

Seçimle gelinen makamlardaki kişileri, idari kararlarla görevden alıyor ve yerlerine memurları tayin ediyorsanız, yaptığınız iş Kenan Evren’in yaptığının aynısıdır.

O da seçimle gelmiş başbakanı, milletvekillerini ve belediye başkanlarını görevden aldı, yerlerine kendi memurlarını tayin etti.

Vali ve Jandarma Komutanı’nın “destek ziyareti” ise bunun bir önceki aşaması gibi duruyor: Acaba buna da “muhtıra” adını mı versek?

Örtülü de olsa bir darbe tehdidi içeriyor çünkü!

—————————

Biraz da gülelim!

Besteci ve şarkıcı Sinan Akçıl, “geceleri daha rahat uyumak için” oyunu Murat Kurum’a vereceğini söyledi.

Bir sakıncası yok, oyunu kime isterse verebilir tabii ancak Murat Kurum seçilirse Sinan Bey’i güzel uyuması için nasıl rahatlatacak onu bilmiyorum.

Akçıl’ın bu açıklamasında şöyle bir bölüm de var:

“Kendisini tanıdığım günden beri ona karşı çok güzel duygular besliyorum.”

Bu sözleri İzzet Çapa sosyal medyada paylaşınca gazeteci Işın Görmüş de altına şu notu yazmış:

“Belki Murat da boş değildir!”

———————————-

Davada sürpriz yok

“Çorlu Tren Faciası Davası” olarak bilinen dava 19. Kez ertelendi.

Tekirdağ Çorlu’ya bağlı Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018 yılında meydana gelen, yedisi çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı “hızlandırılmış tren kazası” ile ilgili davanın karar duruşmasının ertelenmesinin nedeni sanıkların son savunmalarının alınmamış olması.

Çünkü davanın görüldüğü mahkemenin bir üyesi izin almış, mahkeme de duruşmayı Nisan ayının 25’ine bırakmış.

Bu da Türkiye’de alıştığımız bir durum.

Eğer kamu görevlilerinin ihmal ya da kusurlarından kaynaklanan nedenlerle bir dava açılmışsa, adalet sistemimiz açısından davanın açılmış olması bile yeterli görülüyor.

Çünkü birçok durumda davanın bile açılamadığını, kusurlu kamu görevlilerinin yargılanması için gerekli izinlerin verilmediğini de biliyoruz.

İdarenin genel refleksi memurlarını korumak yönünde ortaya çıkıyor.

Suçlananlar işkenceci polis de olsa, beceriksizlik ve yetersizliği yüzünden can kaybına neden olan bir sıradan memur da olsa temel refleks bu.

İdare, kendini öyle bir sorumsuzluk mevkiinde görüyor ki bu zincir içinde bir memurun bile ceza alması en tepedeki yöneticiyi feci şekilde rahatsız ediyor.

Bir tür “bugün sana yarın bana” endişesi de diyebiliriz.

Bu cezasızlık kültürü idarenin yetkinleşmek için çaba göstermesini engellediği gibi vatandaş ile devlet arasında da derin bir eşitsizlik ilişkisi yaratıyor.

Bu davada da sanıkların beraat etmesi ya da en alt sınırdan cezalandırılıp, cezaların da ertelenmesi kimse için sürpriz olmayacak.

Bugüne kadar nasıl geldiyse, bundan sonra da öyle devam edecek.

——————