Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Kitapları kaldırın, sözlü yapacağım

Bu meşum cümleyi artık duymadığım için ne kadar mutlu olduğumu geçen gün bir arkadaşım ile Galatasaray Lisesi’nin oradan geçerken fark ettim.

İstiklal Caddesi’nin artık Kalküta caddelerini andıran kalabalığından kaçmak için arka sokaklardan yürüyerek Tünel’e doğru ilerlerken, hemen solumda, demir parmaklıkların arkasındaki bahçede toplanmış küçük bir grup öğrenci gördüm. Hararetle bir şey konuşuyorlardı, kimisi oracıktaki banka oturmuş, bazıları ayakta.

Benzer sahneler gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti.

Askıyla filan uğraşmamak için üzerinden çıkarınca aceleyle dolaba tıkıştırılmış, o yüzden de her zaman buruş buruş giysiler içinde leyli meccaniler!

Yüzümde beliren anlamsız tebessümü arkadaşıma açıklamak zorunda hissettim: Artık okula gitmek zorunda olmadığım için o kadar mutluyum ki!

Laf aramızda bir dönem şöyle bir kâbus da görüyordum.

Kaç gece terler içinde uyandım hatırlamıyorum; kapı çalıyor, açıyorum. Bir polis ve Müdür Burhan Bey kapıda. “Okula geri dönüyorsun” diyorlar, “bir hata olmuş, mezun olamamışsın, son sınıfı tekrarlaman gerek.”

Burhan Bey, elindeki makası şaklatıyor, “saçın uzamış yine”!

Birkaç kere beni tıraş etmişliği var, Allah rahmet eylesin bunun için hiçbir zaman para talep etmedi ancak arada iki – üç tokat atmaya çalışırdı.

Neredeyse bütün sınıfın, Beden Terbiyesi’ndeki boks kursuna yazılıp eskiv öğrenmeye neden gayret ettiğimizi ise hiçbir zaman öğrenemediğini düşünüyorum!

Her neyse, hepsi geride kaldı.

Pazar akşam üstü sinemadan ya da maçtan çıkıp, kan ter içinde mütalaa saatine yetişmek ve can sıkıntısı içinde ders kitaplarındaki kargacık burgacık rakamlara, harflere boş gözlerle bakmak artık yok.

Onun için telaşlanmayın, “sözlü yapacağım” dediysem de o türden bir şey değil zaten sınavı da ben yapmayacağım, kendi kendinize yapacaksınız.

Bu sınavın hikayesi çeyrek yüzyıl öncesine dayanıyor.

New York Devlet Üniversitesi (SUNY – Stony Brook) hocalarından psikolog Arthur Aron, laboratuvarında iki yetişkini birbirine aşık etmeyi başarmıştı.

Basit bir teknik gibi görünüyor ama hiç tanımadığınız bir insanla bunu denemek dehşet verici sonuçlar da yaratabilir.

Dr. Aron’un deneyinde, heteroseksüel bir erkek ve bir kadın laboratuvara ayrı kapılardan girip, yüz yüze bakacak şekilde oturdular.

Birbirlerine sormaları için ellerine üç set halinde 36 soru verilmişti.

Önce karşılıklı olarak soruları yanıtladılar.

Ardından da dört dakika boyunca hiç ses çıkarmadan birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Gözlerini kaçırmadan, refleks olarak göz kırpmamaya çalışarak!

Ve sürpriz: Çift altı ay sonra evlendi!

Laboratuvarda çalışan herkesin düğüne davet edildiğini de biliyorum, çünkü haber gazetelerde de yayınlanmıştı.

Sonrasını tahmin edebilirim ama bunun bir tahminden ileri gitmediğine tekrar dikkatinizi çekerim.

ABD’de ortalama evlilik 12 yıl 2 ay sürüyor. Evliliklerin yüzde 46’sı boşanma ile sonuçlanıyor. Ve zannedildiğinin aksine gelir düzeyi yükseldikçe boşanmalar azalıyor. Mali sıkıntılar hemen her ülkede olduğu gibi ABD’de de boşanma nedenlerinin başında geliyor.

Onun için bu çiftin yüzde 46 olasılıkla boşandığını, yüzde 54 olasılıkla evliliklerinin sürdüğünü ama kadının adama dırdır ettiğini, adamın karısına hiç özen göstermediğini söyleyebilirim.

Dr. Aron’un 36 soruluk bu testini, Daniel Jones’un NY Times’da yayımlanan makalesinden aktaracağım. Kötü çevirinin suçlusu elbette benden başkası da değil.

Test, çiftlerin birbirlerine kendilerini ve karşısındaki kişi hakkındaki düşüncelerini dürüstçe anlatmaları esasına dayanıyor.

Bu köşenin izleyicileri hatırlarlar, aşk ilişkisinin ilerleme sürecinde çiftlerin birbirlerine rol yaptıklarını çok anlatmıştım.

Zaman içinde kişilerin kendilerini göstermeye çalıştıklarından farklı olduklarının, eş tarafından görülmeye başlamasının da ilişkinin geleceği için tehlikeler yarattığından söz etmiştim.

Test, ilişkinin başında dürüstlüğü hedefliyor.

Şimdi elbette bizimki gibi bir memlekette bir kıza / erkeğe gidip, “gel şu soruları yanıtlayalım, belki de birbirimize âşık olması gereken insanlarız” demenin zorluğunu biliyorum.

Ama bir oyun olarak sevdiceğinizle denemek istersiniz belki.

Ya da bir ilişkinin çok başındaysanız ve kuşkularınız varsa bir deneyin, bakalım ne çıkacak.

Ve bu konuyla ilgili olarak “sorumsuz gazeteci” rolündeyim, uyarmış olayım.

 

Birinci Grup Sorular

 

1. Akşam yemeği konuğu olarak kimi davet etmek isterdiniz? Limit yok, aklınıza kim gelirse.

2. Ünlü olmak ister misiniz? Ne şekilde?

3. Bir telefon görüşmesi yapmadan önce söyleyeceğiniz şeyin provasını yapıyor musunuz? Neden? Niye?

4. Sizin için “mükemmel” bir gün nasıl olur?

5. En son ne zaman kendi kendine şarkı söyledin? Ya başka birine?

6. 90 yaşına kadar yaşayabilseydiniz ve hayatınızın son 60 yılı boyunca 30 yaşındaki bir kişinin zihnine veya bedenine sahip olabilseydiniz, kim olmak isterdiniz?

7. Nasıl öleceğinize dair bir önseziniz var mı?

8. Siz ve partnerinizin ortaklaşa paylaştığı üç şeyi söyleyin.

9. Bugüne kadarki hayatınızı göz önüne aldığınızda kendinizi en çok ne için minnettar hissediyorsunuz?

10. Yetiştirilme şeklinizle ilgili herhangi bir şeyi değiştirebilseydiniz, bu ne olurdu?

11. Eşinize hayat hikayenizi olabildiğince ayrıntılı bir şekilde dört dakika içinde anlatın.

12. Yarın herhangi bir nitelik veya yetenek kazanmış olarak uyanabilseydiniz, bu ne olurdu?

 

İkinci Grup Sorular

 

13. Bir kristal küre size kendiniz, hayatınız, geleceğiniz veya başka herhangi bir şey hakkında gerçeği söyleyebilseydi, neyi öğrenmek isterdiniz?

14. Uzun zamandır yapmayı hayal ettiğin bir şey var mı? Neden yapmadın?

15. Hayatınızın en büyük başarısı nedir?

16. Bir arkadaşlıkta en çok neye değer verirsin?

17. En değerli anınız nedir?

18. En korkunç anınız nedir?

19. Bir yıl içinde aniden öleceğinizi bilseydiniz, şu anki yaşam tarzınızla ilgili herhangi bir şeyi değiştirir miydiniz? Neden? Niye?

20. Arkadaşlık sizin için ne ifade ediyor?

21. Aşk ve sevgi hayatınızda hangi rolleri oynuyor?

22. Partnerinizin olumlu özelliği olduğunu düşündüğünüz beş şeyi paylaşın.

23. Aileniz ne kadar yakın ve sıcak? Çocukluğunuzun diğer insanların çoğundan daha mutlu olduğunu düşünüyor musunuz?

24. Annenizle ilişkiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Üçüncü Grup Sorular

 

25. Tam da şu anda eşinizle aynı hissettiğinizi düşündüğünüz üç şey nedir? “Biz” ile başlayan üç cümle kurun. Örneğin: “İkimiz de bu odada …… hissediyoruz.”

26. Bu cümleyi tamamlayın: “Keşke ………… paylaşabileceğim biri olsaydı.”

27. Yakın bir arkadaş olacaksanız, onun bilmesi gerektiğini düşündüğünüz en önemli şeyleri paylaşın.

28. Partnerinize oda nelerden hoşlandığınızı söyleyin. Yeni tanıştığınız birine söyleyemeyeceğiniz şeyleri söyleyecek kadar açık olun.

29. Hayatınızdaki utanç verici bir anı paylaşın.

30. En son ne zaman başka birinin önünde ağladınız? Ya kendi kendinize?

31. Partnerinizin beğendiğiniz bir özelliğini hemen şimdi söyleyin.

32. Üzerine şaka yapılamayacak kadar ciddi olan ne vardır?

33. Aniden ölecek olsanız, kime, neyi söylemediğinize pişman olursunuz? Söylemek için ölmeyi neden bekliyorsunuz?

34. Sahip olduğunuz her şeyin içinde olduğu eviniz yanmaya başlıyor. Sevdiklerinizi ve evcil hayvanlarınızı kurtardıktan sonra, son bir hamle daha yapmak için zamanınız var. Neyi kurtarmak isterdiniz? Neden? Niçin?

35. Kaybettiğiniz yakınlarınız içinde en rahatsız edici bulduğunuz ölüm hangisiydi? Neden? Niçin?

36. Kişisel bir probleminizi paylaşın ve partnerinize bu sorunu çözmek için ne önereceğini sorun. Ayrıca, partnerinizden anlattığınız sorununuz ile ilgili ne hissettiğinizi düşünmesini isteyin.

 

***

 

Testimiz bitti. Şimdi dört dakika süreyle, sessizce birbirinizin gözlerinin içine bakın.

Bu “göz testini” yukarıdaki soruları yapmadan da deneyebilirsiniz aslında.

Gözlerinizi kaçırdığınız anda test biter, fiş gider!

—————————-