RADİKAL

Değişmeyen tek şey değişimdir

 Benim kuşağımdan olup da Politzer’in “Felsefenin Temel İlkeleri”ni okumayan kaç kişi kalmıştır, bilmiyorum. Sayılarının – en azından siyasi yelpazenin sol tarafında kalanlar bakımından -çok olmadığını tahmin ediyorum.

“Temel ilkeler”in en temel ilkesi şuydu: Evrende değişmeyen tek şey değişme gerçeğidir.

Tarihte ilk kez Heraklit, diyalektiği evrenin etkin bir ilkesi olarak düşünmenin öncüsü oldu. Ona göre “şeyler” karşıtlarından çıkarak var olabilirler ve yine karşıtlarının içinde yok olurlardı.

Diyalektik anlayışını yeniçağ felsefesine ilk sokan Kant oldu. Hegel de ondan aldığı “üçlü” düşüncesine bambaşka bir anlam yükledi. Hegel’e göre gerçekleri oluşturan kavramların her biri karşıtını kendi içinde taşır.

Düşünce, bir kavramdan (tez) onun içindeki karşıtına (anti tez), bundan da yeniden karşıtına (yani ilk kavrama) dönmekle diyalektik bir hareket içinde iki kavramın birliğini oluşturan üçüncü kavrama (senteze) ulaşır.

Niyetim ne felsefe dersi vermek ne de okuyucularıma “adam amma da çok şey biliyor yahu” dedirtmek. Bizim gençliğimizde bunları bilmeyeni zaten kimse adam yerine koymazdı.

Radikal’in girdiği değişim sürecini böyle felsefi cilalarla parlatmak ve yaptığımız işe bilimsel kılıflar aramak niyetinde de değilim.

Ama Radikal 2000 projesinin en temelinde bu felsefenin yattığını da söylemek zorundayım.
Türkiye’de basının ne kadar çok sorunla birden boğuşmak zorunda olduğunu herkes gibi Türk okuyucusu da biliyor.

İnanılırlık ve güvenilirlik sorunu, özgür basın faaliyetinin önündeki yasal engellerin kaldırılması (düşüncenin suç sayılmasından tutun da promosyon yasaklarının kaldırılmasına kadar), hızla gelişen teknolojiye uyum sağlamak ve sektörde daha iyi yetiştirilmiş insan gücünü istihdam edebilmek bunların en temel olanları.

Giderek gelişen elektronik medya ile rekabet gücünü diri tutmak, televizyonların insanları tembelleştirici ve okumadan uzaklaştırıcı etkisini en aza indirmek, her geçen gün gelişen genel okuyucu profiline göre kendisini yenileyebilmek de biz gazetecilerin çözmek zorunda olduğumuz problemler arasında.

Radikal’in kıyasıya bir rekabetin yaşandığı bu basın ortamında üstelik de toplumun en dinamik kesimini temsil eden bir okuyucu kitlesine ulaşma hedefine talip olması, bizi yaptığımız iş üzerinde herkesten çok daha fazla düşünmeye zorluyor.

Dünden itibaren bana ulaştırdığınız görüşleriniz bu süreçte en büyük yardımcımız olacak. Görüşlerinizi bana faks ya da mektup aracılığıyla iletmenizi de özellikle rica ediyorum. Okuyucusunun telefonuna çıkmayan gazetecilere çok kızdığım için, tüm zamanımı telefonda geçirmek istemememi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.

Kendi aramızda çok kullandığımız bir deyimle “Radikal 2000 kervanı artık yola çıktı”. Kervanın eksiklerini de artık yolda elbirliğiyle tamamlayacağız, kusurlarını düzeltmeyi de ihmal etmeden…