RADİKAL

Savaş rüzgârları

 Radikal muhabirleri Deniz Zeyrek ve Yorgo Kırbaki’nin Girit’ten bildirdiklerine göre, Mesut Yılmaz’ın NATO Genel Sekreteri’ne söylediği, “İt dalaşından bir çatışma çıkabilir” sözleri, Ege’de yeniden savaş rüzgârlarının esmesine yol açtı.

Mesut Yılmaz gibi ağzından dirhemle laf çıkan bir politikacının böyle bir düşünceyi seslendirmiş olması, durumun gerçekten ciddi olduğunu gösteriyor.

Yunanistan, “Muhtemel Türk saldırısı’ paranoyası içinde yaşayan bir toplum.

Başlarına gelen her şeyin altında bir Türk parmağı aramak gibi de adetleri var.

Yeteneksiz politikacıları, ne zaman sıkışsalar, bir hayali Türk tehditi havası yaratıp, bunun beslediği korku ortamı içinde kendi varlıklarını ve durumlarını koruma çaresi arıyorlar.

Yunanistan dışişlerindeki ve politikacılarındaki aşağılık kompleksi de bu durumu besliyor.

Gerginlikten Türkiye kadar Yunanistan’ın da zarar göreceğini bildikleri halde atabilecekleri adımları atamıyorlar, bir tırmandırma politikasının esiri olup, onun rüzgârları önünde savruluyorlar.

Bu açıdan, Ege’de Başbakan Yılmaz’ın sözünü ettiği türden bir çatışmanın önlenmesinde, Yunanlı politikacılardan da, askerlerden de bir fayda beklenemeyeceği kanısındayım.

Son gerginliğin ortaya çıkmasının asıl sebebi bundan bir süre önce, Yunanistan’ın Kıbrıslı -Rumlarla ortak yaptığı askeri tatbikatta yatıyor.

Türkiye’nin hem bu tatbikata hem de Kıbrıs Rum Kesimi’ne yerleştirilmesi planlanan S – 300 füzelerine cevap niteliğinde düzenlediği tatbikat, Yunanistan’ın önceden planlanmamış bir askeri tatbikata daha kalkışmasına yol açtı.

Şimdi çatışmaya dönüşmesi beklenen gerginliğin temelinde bu var.

Yukarıda da sözünü ettiğim gibi Yunanistan’ın malum aşağılık kompleksi nedeniyle olumlu yönde bir atım atması imkânsız gibi görünüyor.

Bu nedenle son gerginliği yumuşatacak adımları da yine Türkiye atmak zorunda kalacak.

Mesut Yılmaz, yapısı itibariyle, cesur kararların ve büyük dönüşümlerin politikacısı değil.

Bu nedenle daha önce Atatürk’e, İnönü’ye ve Özal’a büyük itibar sağlayan ve Ege’de barışı bir Türk tercihi olarak ortaya koyan adımları atmasını ondan beklemek çok zor.

Bu durumda güvenebileceğimiz tek bir şey kalıyor: Askerlerin soğukkanlılıklarını muhafaza etmeleri.

Daha önce Türkiye adına önemli bir barış adımının atılmasına öncülük eden Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın bu cesur tavrını sürdüreceğini ve Ege’de dar kapsamlı da olsa bir çatışmanın çıkmasına izin vermeyeceğini ümit ediyorum.