Biz Türkler lafa gelince esip ‘savurmayı çok seviyoruz ama iş dönüp dolaşıp söylediklerini eylemle de desteklemeye gelince ortadan toz oluveriyoruz.
Öğrenci servislerinin durumu bu özelliğimizin iyi bir yansıması aslında. Hepimiz çocuklarımızı uğurlarında ölecek kadar çok seviyoruz, ama onların okula her gün nasıl gidip geldikleri bizi pek ilgilendirmiyor. Sorumluluğu okul servislerinin üzerine yıkınca görevimizi yaptığımızı düşünüyoruz, ondan sonrası “yetkililerin” görev sahasına girdiği için, bırakın ana baba olarak yapmamız gerekeni, birer vatandaş olarak üzerimize düşeni yapmıyoruz.
Posta Gazetesi dört gündür çocuğu olan herkesi yakından ilgilendiren bir kampanya yürütüyor. Kampanyanın konusu öğrenci servisleri.
Posta’nın ortaya koyduğuna göre, öğrencileri okula taşıyan servislerin yüzde 9O’ı “yol izin belgesi” olmadan çalışıyor. Yani sadece İstanbul’daki toplam 16 bin okul servisinin 13 bin 400’ü kaçak çalışıyor. Servislerin takmak zorunda oldukları takograflar, polisin ısrarına rağmen İçişleri Bakanlığı kararıyla kaldırıldı.
6-14 yaş arasındaki öğrencileri taşıyan servislerde bulunması gereken “rehber öğretmen” kuralı, ancak servis güzergâhında oturan bir öğretmen varsa (o da bindiği duraktan okula kadar olmak şartıyla) uygulanabiliyor. Servislerde koltuk sayısının , üzerinde öğrenci taşınıyor. Hiçbir serviste çocuklar için emniyet kemeri bulunmuyor.
Bunun dışında, ilgili yönetmeliğin çok az bir hükmünün uygulanabildiği Posta’nın İstanbul’da yürüttüğü araştırmayla bir kez daha ortaya çıktı.
Posta’nın yayını ilgililerden sadece İstanbul Valisi’ni harekete geçirebildi. Dünden itibaren İstanbul’da polisin yürüttüğü denetlemelerle valilik konuyu ciddiye alacağını ortaya koydu. Ama İstanbul dışındaki illerde bir hareket henüz yok. Servislere emniyet kemeri zorunluluğu bir yönetmelik değişikliğini de gerektirdiği için asıl harekete geçmesi gereken Milli Eğitim ve İçişleri bakanları ise halen “tam siper” durumdalar.
Posta, gazetecilik sınırları içinde görevini yaptı. Şimdi sıra velilerde. Çocuğu servise binen her velinin görevi hem okul yönetimlerini hem de servis işletmelerini denetlemek ve servisleri yönetmelik hükümlerine uygun hale getirmek için baskı yapmak.
Posta’nın kampanyası gazetecilik mesleği açısından da üzerinde önemle durulması gereken bir iş. Gazeteciler, halkın günlük sorunlarıyla doğrudan ilgili konularda gerçekten önemli işler başarabilirler. Ve bu, gazetecilik mesleğine karşı bir süredir halkta oluşan olumsuz yargının giderilmesinde çok önemli bir rol oynayabilir.
İstanbul Valisi gibi halkın sorunlarına karşı duyarlı davranan kamu görevlilerinin de basınla birlikte önemli işler yapabileceklerini gösteren bu örneklerin artması, mesleğimize eski saygınlığını yeniden kazandırabilir.
