RADİKAL

Vekilin yerine bir vekil daha

 Türkiye’yi saran karanlık ilişkiler ağını ortaya çıkaran Susurluk kazasının üzerinden iki ay geçti. Aradan geçen bu süreye rağmen soruşturmaların yürütülüş tarzının ve hızının kamuoyunu tatmin edecek düzeyde olduğundan söz etmek mümkün değil.

Oysa bizzat devletin üst kademelerindeki bazı görevlilerin de açıkladıkları birçok gerçek var.

Gerçekler bütün çıplaklığı ile ortada dururken, soruşturmanın bazı ‘usul’ gerekçeleriyle uzatılmasını anlamak çok zor.

Bu durum insanda “acaba soruşturma uzatılarak bazı deliller ortadan yok edilmek mi isteniyor” kuşkusunu uyandırıyor.

İstanbul’a yeni atanan “vekil” Emniyet Müdürü’nün daha görevine başlamadan “kuşkuyla” karşılanmasının temelinde de bu endişe yatıyor. Ramazan Er, Ankara gibi bir ilde emniyet müdürlüğüne kadar yükselebildiğine göre Önemli bir polis müdürü olmalı.

Talihsizliği, zaten vekâletle yürütülen bir göreve vekil olarak atanmış olması.

Er’in, Mehmet Ağar’ın ekibinden olduğu ve özellikle Topal soruşturması ile ilgili olarak tarafsız davranamayacağı ileri sürülüyor.

Bu doğru da olabilir, yanlış da…

Ama her halükârda üst düzey bir polis görevlisi, İstanbul’da aslanların ağzına atılmış bulunuyor.

Kemal Yazıcıoğlu’nun görevden alınması birçok bürokratik işlemi gerektirdiği ve Çiller’in kişisel gücü bu engelleri aşmaya yetmeyeceği için İçişleri Bakanı eski emniyet müdürünü açığa almayı tercih etmişti.

Bu işlemin ardından İstanbul’da görevli kıdemli bir müdür yardımcısı vekâleten göreve getirilmişti.

İstanbul gibi bir ilde emniyet müdürlüğünün vekâletle yürütülmesinde bizim şimdi bilemediğimiz bazı sakıncalar olabilir.

O zaman yeni atamanın normal şartlar altında “asaleten” yapılması gerekmez miydi?

Görev vekâleten yürütülebilecek nitelikteyse, eski vekilin nesi vardı?

İstanbul’a gelmeden önce Ankara’da ekipleri denetleyen emniyet müdürünün yolunun gençler tarafından kesilip, kendisine “temizleyin bu devleti” denilişini televizyonlarda izlemişsinizdir.

Böylesine önemli bir görevi olan ve halkın kendisinden çok şeyi açığa kavuşturmasını beklediği bir emniyet müdürünün tayininde daha dikkatli olunması gerekmez miydi? Bu son atama da gösteriyor ki Tansu Çiller’in tek derdi, paçayı bu soruşturmadan kurtarabilmek. Çiller’in yakın geçmişi, kullanıp kullanıp bir kenara fırlattığı bürokratlarla dolu. Umarım Ramazan Er, tarihten ders almayı biliyordur.

Er’in, kendisini bu göreve atayan Çiller’in değil, halkın emniyet müdürü olmasını diliyorum.