MİLLİYET

MİLLİ TAKIM'IN HOCASI ERSUN YANAL, İLK KEZ VİTRİNE ÇIKTIĞI İÇİN BOCALIYOR Yarışmak zordur!

 Milli maçlar haftasını geride bıraktık. Altı puanlık bir serinin iki puanla geçilmiş olmasında nasıl bir “başarı” bulunuyor benim anlamam zor..

Ersun Yanal’ın gazetelerdeki demeçlerine göre “her şey yolunda”…
Ligimizde toplam şu kadar puan varmış, bunun yüzde bilmem kaçını alınca şampiyon olunuyormuş, aynı hesapla biz de grubumuzdaki toplam puanın yüzde şu kadarını alırsak işi bitirirmişiz vs…
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde “istatistik” ve “matematik” de okudum ama Ersun Yanal’ın çıkardığı sonuca hangi hesabı yaparsam yapayım ulaşamıyorum.
Benim gördüğüm ise şu:
Gürcistan’a iki puan kaptırdık, şimdi evinde yenmek zorundayız.
Yunanistan’ı yenebilirdik, korkumuza yenildik, iki puan da orada bıraktık, buradaki maçı kazanmak zorundayız..
Sorunun temeli Milli Takım’ı “yenilemek” düşüncesinde yatıyor görünüyor.
Bizim gibi bir futbol geleneği yaratamamış ülkeler zaman zaman yakaladıkları iyi jenerasyonlarla başarılı olabiliyorlar.
Dünya üçüncüsü olmamız, Galatasaray’ın UEFA ve Süper Kupa şampiyonlukları bunun ürünüydü.
Şenol Güneş’i “takımı yenileyememek ve Avrupa Şampiyonası finallerine bu nedenle katılamamakla” çok eleştirdik ama unuttuğumuz şey bizim gibi ülkelerde bunu yapabilmek için “dibe vurulduğunu görmek” gerekliliğiydi.
Şimdi Ersun Yanal’dan beklenen de bu: Dibe vuran takımı değiştirmek ve yeni hedefe ulaşmak..
İlk iki maç bu konuda iyi bir sınav olmadı.
Kafa karışıklığı, eskiye takılıp kalmak, eski düşüncelerin esiri olmak…
Sorun bu..
Milli Takım teknik direktörlüğü Yanal’ın kariyerindeki ilk ciddi deney.
Teknik adamlık yaşamı boyunca hiç yarışmacı takım yönetmemiş, şampiyonluk yolunda yaşanabilcek krizlerle hiç karşılaşmamış bir hoca..
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi vitrindeki yarışmacı takımlarda hiç çalışmadığı için bugün vitrinin en önünde olmanın yaratabileceği sorunlarla nasıl mücadele edebileceğini de büyük olasılıkla bilmiyor..
Bu, şu demek: Ya başarılı olacak ve bir kariyeri olacak, ya da başarısız olacak ve “küme düşecek”..
Benim bunca yıllık yöneticilik deneyimimden sonra Yanal’a söyleyebileceğim şu: Başkalarının yaptıklarını, hep bilinenleri tekrarlayarak başarısız olacağına, kendi oyun felsefeni uygulayabilecek takımı kur ve kariyerini kendin inşa et!

Semih’e yazık oluyor

Fenerbahçe’nin genç forveti Semih, Türk futbolunun aradığı oyuncu açığını kapatacak çapta olduğunu, özellikle son Yunanistan ümit milli maçında gösterdi.
Ancak Semih kendi takımında bile oynayamıyor.
Oynamadıkça açıklarını görmesi, eksikliklerini kapatması da mümkün olmayacak.
Fenerbahçe, Semih’i sürekli oynayabileceği bir birinci lig takımına kiralık olarak vermeli ve gelecek sezon için hazırlanmasını sağlamalı..
Oynayamayacağı bilindiği halde “Belki lazım olur” diye Semih’i takımda tutmaya devam etmek, Fenerbahçe’nin de, Türk futbolunun da zararına..

Gölgede kalanı unutmak ve Raşit Çetiner

ÜMİT Milli Takım Teknik Direktörü Raşit Çetiner şanslı bir insan. Şansı, hepimizin asıl ilgisinin A Milli Takım üzerinde olması. Ümit Milli Takım’ın geçen dönemdeki başarısızlığını hiç tartışmadık. Ve o da bütün bu başarısızlık hiç yaşanmamış gibi, yeni dönemde de görevini sürdürüyor. Bir puanla geçilen bu son seri artık bu konunun da konuşulması gerektiğini gösteriyor.