Diyelim ki bir takımın yöneticisi oldunuz ve takımınız da o hafta sonu bir maça çıkacak. Rakip takımda da çekindiğiniz bir oyuncu var.
Araya birilerini koyup rakip teknik direktörü “ikna” ediyorsunuz. “Aman Veli’yi bizim maçta oynatmasın” diye..
Nasıl “ikna” ettiğiniz rakip takımın teknik direktörünün tiyneti ile ilgili bir sorun.
Artık para mı verirsiniz, yemek mi ısmarlarsınız, gelecek sezon transfer garantisi mi verirsiniz bilemem…
Buna dünyanın her yerinde “şike” deniyor.
Yakalanırsanız ömür boyu hak mahrumiyetine varan cezalar alırsınız.
Şimdi bir de Denizlispor’lu Ümit Aydın’ın durumunu hatırlayalım.
Ümit, sezon başında Beşiktaş’tan, Denizli’ye “kiralık” olarak verilmiş.
Kiralanırken sözleşmesine bir de madde konmuş: “Beşiktaş maçlarında oynayamaz. Oynarsa
1 milyon dolar ceza öder..”
İlginç bir durum..
Ümit, yasal olarak Denizlispor’un her maçında oynatabileceği bir oyuncu. Ancak sözleşmesindeki madde Beşiktaş maçlarında oynamasını engelliyor.
Bu durumla yazının girişinde anlattığım hayali olay arasında bir benzerlik yok mu?
Bu olayın açıkça yapılan bir “şike” sayılmasını sözleşmeye konulan bir madde önleyebilir mi?
Yasalara aykırı sözleşme yapılamaması temel bir hukuk kuralı.
Eğer resmi sözleşmede böyle bir madde varsa bunu Federasyon görmedi mi?
Yasaya aykırı bir sözleşmeye dayanarak oyuncuya lisans nasıl çıkarıldı?
Büyük olasılıkla “ceza maddesi” resmi sözleşmede değil, iki kulüp arasında imzalanmış özel bir protokolde var.
“Özel protokol” yaparak bazı maçlarda takımların bazı oyuncularını oynatmamalarını sağlamaya da kimse kusura bakmasın ama “şike”den başka bir isim bulamıyorum.
Bu şikedir ve protokolü imzalayıp uygulayan sorumluların ceza kuruluna sevkini gerektirir.
Beşiktaş yöneticisi Hakan Kalkavan bunun “normal bir uygulama” olduğunu, geçmişte de yapıldığını söylüyor.
Bunun doğru olduğunu biliyoruz.
Fenerbahçe de, Galatasaray da geçmişte bu tür “özel anlaşmalar” yaptılar.
Bunun geçmişte sıkça yapılmış olması yasal ve ahlaki olmayan durumu meşrulaştırmıyor.
Bakalım Futbol Federasyonu’nun yeni yönetimi bu durumda nasıl bir tavır alacak?
Daum’a bir soru
ŞANSAL Büyüka pazar gecesi Daum’un Fenerbahçe yöneticilerine şunu söylediğini anlattı: “Bu sistem Türkiye’de iş yapar.. Şampiyonlar Ligi için sistem değişecek, merak etmeyin..” Futbolla ilgili herkes Daum’un “sisteminin” Türkiye’de de Fenerbahçe’nin başına çok iş açacağını düşünüyor. Ama Daum belli ki hatasının ne olduğunun farkında ama inadını yenemiyor! Yanıtını yakında Şampiyonlar Ligi başlayınca alacağımız bir soru sorayım Daum’a: Ligin “kolay” maçlarında bile denenmemiş bir sistemle ilk kez oynayacak takım Şampiyonlar Ligi’nde nasıl başarılı olacak?
Trabzonspor bu ligin takımı değil mi?
Eskisi kadar zevkli olmasa da maçları radyodan dinlemenin benim için nostaljik bir yanı var.
TRT, Radyo 1’den haftanın maçlarını dönüşümlü olarak naklen yayınlıyor.
Önceki hafta Trabzonspor – Akçaabat Sebatspor maçını es geçtiler.
Bu hafta da Malatya – Trabzon maçının 1 -2 biten ilk yarısını merkezdeki spiker 1 – 1 olarak duyurdu.
Cumartesi akşamı TRT 1’de yayımlanan “Ligde Bugün”de Trabzonspor’un 4 – 3’lük deplasman galibiyetinin görüntülerini boşuna bekledik.
“Maçla ilgili görüntüler” Digitürk ile ortaklaşa yayın ihalesini alan TRT’nin eline her nasılsa ulaşamamıştı!.
Oysa NTV saatler önce TRT’ye ulaşmayan görüntüleri yayınlamıştı.
Trabzonspor bu lige uzun yıllardır beklediğimiz heyecanı yeniden getiriyor ve TRT ne yazık ki bunun farkında bile değil…
