MİLLİYET

Askeri konularda doğru bilgi ihtiyacı

  Önceki akşam Ankara Gazi Orduevi’ndeki “basın daveti”ne katıldım. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’nin en düzenli çalışan kurumu olduğu konusunda herkesin paylaştığı bir görüş var. Ancak askeri ve yönetsel alanlardaki bu başarının basın – yayın organları ile ilişkiler bazında aynı düzeyde sürdürülemediği de bir gerçek.
Geçmiş dönemlerde bu faaliyetin zaman zaman kişisel görüş ve davranışlardan da yakından etkilenmiş olduğunu biliyoruz.

Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’de oynadığı rolün önemi bu ilişkinin “kurumsal prensipler” çerçevesinde yürütülmesini zorunlu kılıyor.
Gazetecilerin siyasi görüşlerinden, yazdıkları yazılardan ve komutanların kişisel tavırlarından etkilenmeyecek bir “kurumsal prensipöten söz ediyorum: Sadece günlük siyasete ilişkin görüşlerden değil, ülke için önemli savunma konularıyla ilgili olarak kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesi ihtiyacından…
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önde gelen komutanları zaman zaman günlük siyasi konuları da içeren konuşmalar yapıyorlar. Bunlar genellikle bir davete katılan bir komutanın gazetecilerin sorularına verdiği ayaküstü yanıtlar olarak yansıyor. Ama bunların hiçbirinin o anda akla gelmiş “ayaküstü” konuşmalar olmadığını da biliyoruz.

Bölgemiz hiç durmuyor
TSK’nın kurumsal disiplini ve titiz çalışma üslubu bu tür konuşmaların bile önceden planlanmış olduğunu düşündürtüyor. Komutanlar kendilerine ne sorulabileceğini önceden hesaplayabiliyorlar ve bir çalışma sonucunda da hangi soruya ne tür bir yanıt vereceklerini biliyorlar.
Yukarıda sözünü ettiğim bilgilendirme ihtiyacı bu tür konuları kapsamıyor elbette..
Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge askeri hareketlilik açısından neredeyse hiç durmayan bir bölge.. Ortadoğu sıcak savaş olasılığının sürekli gündemde olduğu, çatışmaların kolayca alevlenebileceği bir bölge. Ve böyle bir bölgede kamuoyunun askeri konularda bilgilendirilmesi, bilginin doğru ve zamanında verilmesi gereksiz spekülasyonların ve dezenformasyonun önüne geçebilmek için de gerekiyor.

Çözüm profesyonellikte
Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Aslan Güner’in düzenlediği ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün de katıldığı davet, bu açıdan bakıldığında TSK açısından bir “niyet ifadesidir” diye düşünüyorum.
Ama bunun “niyetlerle” sınırlı kalmaması da gerekiyor. Bunu sağlayabilecek şey “basınla ilişkiler” faaliyetinin profesyonel çerçevede ele alınmasıdır.
Genelkurmay Genel Sekreterliği’ne ve basınla ilişkiler dairesine atanan komutanlar askeri açıdan da parlak subaylar oldukları için çok geçmeden görev yerleri değişiyor. Ya terfi edip ayrılıyorlar ya da yeni bir göreve atanıyorlar.
Her yeni atama da doğal olarak basınla ilişkinin yürütülmesini etkiliyor. Zaman kaybına yol açıyor.
Bu sorun TSK’nın iç disiplini ve atama kuralları açısından nasıl çözüme kavuşturulabilir bilemiyorum. Ancak bu dairede uzman sivil personel istihdamı ile gazetecilerin sormak istedikleri sorular için karşılarında kolay ulaşılabilir bir muhatap bulma gereksinimleri de karşılanabilir.
Askeri sır kavramının, kamuoyunun açık ve doğru bilgi ihtiyacı ile çelişmediği bir alan yaratılabilir ve bu da sadece Türk halkının yararınadır.