HÜRRİYET

AKP bu nedenle kazanıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında şunu söyledi:

“Başbakan ve partisi; şehide ‘kelle’, katile ‘sayın’ demiş, yüzde 34.2 oy almıştır. Çiftçiye ‘Ananı da al git’ demiş, askeri yan gelip yatmakla itham etmiş yüzde 46.5 oy almıştır. Habur’da teröristleri karşılamış, Oslo’da PKK’ya yanaşmış, KCK’nın kuruluşunda teşvik edici olmuş ve İmralı’yla gizli görüşmeler yapmış, yüzde 49.8 oy almıştır. Şimdi de PKK’yla açık açık görüşmekte, İmralı canisiyle cüretkâr bir şekilde pazarlıklar yapmaktadır. Herhalde bundan sonraki seçimlerde, AKP’nin yüzde 70 oy alması, Erdoğan’ın yeni sürüm diktatör olması sürpriz olmayacaktır. Türkiye nereye gitmektedir?”

Gelecek seçimlerde AKP’nin nasıl bir oy oranına ulaşacağını bilemem elbette ama Bahçeli’nin bu konuşmasındaki teşhislerine bakarak şunu söyleyebilirim:
Muhalefeti böyle olan ülkenin iktidar partisi elbette her seçimi kazanır!

Belli ki MHP Lideri, AKP’nin kuruluşundan bugüne kadar girdiği bütün seçimleri neden kazanmış olduğu ile ilgili doğru dürüst bir fikir sahibi bile değil.

Ya da farkında ama bunu kendisine bile itiraf etmeye hazır değil.

Ve şunun da farkında değil: Evet, AKP bu işi doğru dürüst yönetebilir ve 30 binden fazla cana mal olmuş bir sorunu çözebilirse yüzde 70 de oy alır, yüzde 80 de!

Siyaset memleketin sorunlarına çözüm bulmak için yapılır çünkü.

Ve halk sorunlarını çözeni ödüllendirir, bağırmaktan sesi kısılanları değil.

Bu arkadaşı köşelerde harcamayın!

AKP medyasında köşe yazarlarının önemli görevlerinden biri hükümetin eylem ve işlemlerini övmek ise diğeri de her fırsatta muhalefet partilerini eleştirmektir.

Dün bu eğilimin zirvesine tanık oldum, bir tür siyasi mizah yazısı olarak okumuştum, gülün diye sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Köşe yazısının başlığı şu: “İşçi ölümlerinin nedeni CHP’dir.”

Bu sonuca da mealen şöyle varıyor: “İş güvenliği önlemleri yeterince alınmıyor çünkü bu işverenlere ek maliyet getiriyor. Zonguldak’ta madenlerde faaliyet gösteren taşeron şirketler de daha düşük sigorta primi ödemek için yeraltında çalışan işçileri, ofiste çalışıyor gibi gösteriyor. Bunu yapabilmesinin nedeni ise yeni Türk Ticaret Kanunu çıkarılırken şirketlerle ilgili denetim hükümlerinin büyük baskılarla değiştirilmesi. Kanunun bu hükümleri CHP’nin teklifi ile değiştirilmemiş olsaydı şirketler daha iyi denetlenecekti. Bu nedenle ölen sekiz işçinin sorumlusu da CHP’dir!”

Demek ki neymiş:

1– CHP parlamentodaki ezici çoğunluğuna dayanarak hükümetin istediği iyi kanunların çıkmasını önlüyormuş.

2– CHP’ye bağlı Çalışma Bakanlığı memurları madenlerde veya değişik işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığını denetlemiyormuş.

3– CHP’ye bağlı SGK müfettişleri, işverenlerin kaçak işçi çalıştırmasıyla ilgilenmiyormuş.

4– CHP’ye bağlı SGK müfettişleri maden işçilerinin ofis işçisi gibi gösteren şirketleri denetlemiyormuş.

AKP yöneticilerini buradan uyarıyorum: Bu arkadaş gazete köşelerinde harcanıyor. İlk seçimlerde kendisini mutlaka parlamentoya da taşımalı ve hükümet sözcülüğü görevi vermelisiniz.

‘Kısmen özgür’ bir ülkenin Başbakanısınız!

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, hapishanelerde tutuklu gazeteci olmadığını terör örgütüne üyelik suçlamasıyla hapiste bulunan iki gazeteciyle açıklamaya çalışırken Freedom House’un siyasi haklar ve bireysel özgürlükler raporu Türkiye’nin notunu verdi: Kısmen özgür ülke!

Freedom House (FH) bu konudaki raporunu her yıl yayınlıyor. En iyi not 1, en kötü not ise 7. Türkiye’nin notu 4.

FH siyasal haklar ile ilgili notun daha düşük olmasının nedenini şöyle açıklıyor:

“Kürt aktivistler, gazeteciler, sendika liderleri, öğrenciler ve subayların da bulunduğu binlerce kişinin siyasi nedenli olduğuna inanılan davalarda mahkeme süreci başlamadan gözaltına alınması.”

Ve şu notu da gözümüze tekrar sokuyor:

Türkiye şu anda cezaevindeki gazeteci sayısı bakımından dünyada lider ülke konumunda ve demokrasi savunucuları hem basın özgürlüğü hem de hukukun üstünlüğü konusunda derin endişelerini ifade ediyor.”

Başbakan istediği kadar Türkiye’ye ileri demokrasi getirdiğini söylesin, gerçek bu.