Fenerbahçe dün büyük bir kazaya kurban gitmediyse, bunu sanıyorum iki gündür Kudüs’teki Ağlama Duvarı’na küçük kağıtlara yazılıp atılan dileklerin tutmasına borçlu. Çünkü dün sahadaki Fenerbahçe takımı, herhangi bir lig maçındaki ortalama performansının çok altındaydı.

Tribünde oturan bizleri bile bir duşa girmişçesine ıslatan sıcak ve nem, sahadaki 11 Fenerbahçeli’yi bir hayli olumsuz etkiledi. Kostadinov’un büyük bir sorumsuzlukla takımını 10 kişi bırakmasından sonra, sahada eksik mücadele etmek zorunda kalan Fenerbahçe, rakibinden çok sıcakla boğuşma zorunda kaldı. Dünkü Fenerbahçe orta sahası hiç çalışmayan, forveti diğer oyuncularına yardım etmeyen bir görüntü içindeydi. Bu tabloya rağmen sahadan avantajlı bir sonuçla ayrılmış olmamızın esas nedeni, Maccabili ileri uç oyuncularının bir birinci lig takımına yakışmayacak kadar beceriksizce oynamalarındandı.

Maccabi, kendisine Högh, Rüştü, Halil İbrahim ve biraz da Kemalettin tarafından ikram edilen fırsatları cömertçe harcadı. Högh dün bizim bildiğimizden çok farklıydı. Zaman zaman büyük hatalar yaparak Tel Aviv’deki stadyumu dolduran Fenerbahçeli taraftarların yüreğini ağzına getirdi. Fenerbahçe bu sezon ilk kez bütün oyuncularıyla bir arada olabildi. Okocha Fenerbahçeli taraftarların çok sevecekleri ve sanıyorum uzun süre bir efsane gibi anlatacakları yetenekte bir top cambazı. Bugünkü izlenimim Okocha’nın bu takımda sürekli yer alacağı şeklinde. Bu durumda Türkiye’deki maçlarda büyük bir ihtimalle Uche – Högh ikilisinden biri kenarda oturmak zorunda kalacak.

Hakem Fenerbahçe’ye karşı kararlarda sertti. Birinci yarıdaki Kostadinov’un gole giderken düşürülmesini görmezden geldi. İkinci yarıda da Fenerbahçe’ye karşı kırmızı kart olmak üzere, verebileceği bütün olumsuz kararları verdi. Buna karşı Maccabi için daha hoşgörülüydü. Fenerbahçe, kendisini Şampiyonlar Ligi’ne götürecek 180 dakikanın ilk 90’ında kendisinden beklenen oyunu ortaya koymadı ama ikinci maç için çok büyük bir avantaj yaratacak bir sonuç elde etti. Zaten büyük takımlar her zaman iyi oynamasalar bile kazanmayı bilen takımlardır. Fenerbahçe dün Tel Aviv’de büyüklüğünü bir kez daha göstermesini bildi.