Galatasaray’ı açık bir fark ile mağlup eden Fenerbahçe, Viyana’ya moralle gitti. Gidişteki neşeli havanın dönüşte de devam etmesi en büyük dileğimiz. Hemen söylemeliyim ki Fenerbahçe’nin bugünkü durumu dönüşte de havanın iyi olmasını sağlayacak kadar iyi bir düzeyde.

Fenerbahçe, yıllardır Türkiye’de sürdürülen bir tartışmayı sona erdirmek bakımından çok büyük bir görevi yerine getirdi. Bir oyun sistemi olan takımların kötü oynasalar bile başarılı olabileceklerini dost-düşman herkese gösterdi.

Galatasaray maçında Fenerbahçe ahım şahım bir futbol ortaya koymadı. Fenerbahçe o maçta iyi bir gününde olsaydı bugün Galatasaray’da ne yönetim kalmıştı ne de Fatih Terim…

Fenerbahçe’nin çok iyi bir futbol ortaya koyamamış olmasına rağmen böyle açık farkla maçı kazanabilmiş olması hem sistemin doğruluğunu hem de tek tek Fenerbahçeli futbolcuların kalite olarak farklarını ortaya koydu.

İşte bu nedendir ki, Fenerbahçe’nin, bir aksilik olmazsa Çarşamba günkü Rapid maçından bir beraberlikle döneceğini ümit ediyorum.

Fenerbahçe, hücum presi etkili olan rakibi karşısında maçın ilk anlarında bocalayıp bir kaza golü yemezse, bu maçı çok rahat berabere bitirebilir. Boliç ve Okocha da günlerinde olurlarsa Fenerbahçe öldürücü kontrataklar yaratıp, Rapid’den üç puanla da dönebilir. Ancak kalecisi çok iyi olan Rapid’in Galatasaray kadar kolay gol yiyebileceğini de ummamak gerek. Bu yüzden diyorum ki Fenerbahçe’nin hedefi Viyana’dan bir puan çıkarmak olmalıdır.

Şampiyonlar Ligi sonuçta eleme değil, puan hesaplarına dayanıyor. Rakip sahada alınacak bir tek puanın bile Fenerbahçe’yi çeyrek finale taşıyabileceğini unutmamak gerek.

Fenerbahçe defans oyuncuları bu maçta çok dikkatli olmalı ve asla kart görmemeliler. Çünkü ikinci rakip Juventus fırsatını yakaladığı zaman rakiplerinin gözyaşına bakmayan bir ekip. Ama onlar da bu hafta sonu izlediğim maçlarında da açıkça görüldüğü gibi iyi kapanan defansları açmakta çok zorlanıyorlar. Bu durumda Fenerbahçe’nin Juventus’tan da puan çıkarmasını bekliyorum.