Bu oyunla normal…
Maçın istatistiklerine baktığımızda topun, oyunun üçte ikilik kısmında Türk Milli Takımı’nda olduğunu görüyoruz ama bu, maçın kazanılması için gerekli hiçbir taktik varyasyona işaret etmiyor.
Sanıyorum çok uzun yıllardır, ilk kez milli takımımız bir gol pozisyonuna girmeden maçı bitiriyor. Oyunun İngiltere’nin istediği şekilde oynandığının bir göstergesi bu durum. İngiltere’ye beraberlik yetiyordu ve kendilerini fazla yormadan istediklerini almayı bildiler. Normal şartlar altında maçı İngiltere kazanırdı.
Ancak, şans bizden yanaydı ve maçı berabere bitirmeyi başarabildik. Bir takım, oyunun neredeyse yüzde 70’inde topa sahip oluyor ama bunu maçı kazanmak için kullanamıyorsa, ortada ciddi bir taktik sorun var demektir. İngilizler’e karşı şişirilmiş uzun toplarla gol aramaya çalışmak, herhalde en son yapılması gereken şeydi ve milli takımımız oyunun büyük bölümünü böyle oynadı. Penaltıyı kaçıran, yüzde yüzlük bir pozisyonu da ilk yarıda harcayan İngiltere’nin, bu maçı kazanması işten bile değildi. Kişisel görüşüme göre oyuna Sergen ile başlamak, Yıldıray’ı kullanmamak, bu maçın berabere bitmesinin önemli etkenleri arasındaydı. İngiltere’ye karşı her topa basan kalabalık bir orta saha kurmak, yerden ayağa kısa paslarla ceza sahasına girmeyi denemek, sonuç almak için daha etkili olabilirdi. Şimdi ikinciler arasında şanslı bir kura çekmeyi bekleyeceğiz. İşin gerçeği şu ki, Türkiye’nin olmadığı bir Avrupa Şampiyonası, gerçekten eksik ve renksiz bir turnuva olur. Umarız, 2000 finallerine ve Dünya Kupası’na gittiğimiz gibi, eleme turunda kazanırız ve finallere gideriz.