MİLLİYET

Biz başardık onlar batırdı

  Geçen gün Etibank’ın eski sahibi Dinç Bilgin’in gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısı üzerine bu yazıyı yazmak ihtiyacını hissettim.

Yazıyı kimin yazdığının önemi yok, bir polemik yaratmak değil amacım.
Öte yandan Türkiye, “ortalama fikirlerin” hiç tartışmasız kabul gördüğü bir ülke.. Bu nedenle yazarın söz konusu fikirlerinde hiç yalnız olmadığını da biliyoruz.
İddia şu: Doğan Grubu medyada çok güçlendi, tekel olmak istiyor. Bu yüzden de öteki “masum gazete sahiplerine” acımasızca saldırıyor. Amaçları ya bu gazete ve televizyonları kapattırmak ya da ucuza ele geçirmek!
Doğan Medya Grubu’nun çok güçlendiği doğru.. Bunun sorumlularından biri de benim. Başarılı olduğum için özür dilemem mi gerekiyor?

Pazar payımız belli
Doğan Medya Grubu’nun televizyon alanındaki pazar payı belli: Yüzde 16. Arkasından gelen grubun payı hadi bilemediniz yüzde 14. Daha aşağı değil.. Bu oranlarla televizyon alanında nasıl tekel olunabileceğine benim aklım ermiyor.
Gelelim gazetelere.. DMG, Milliyet, Hürriyet, Radikal, Posta, Fanatik, Gözcü ve Finansal Forum gazetelerine sahip..
Aydın Doğan, Milliyet ve Meydan gazetelerinin sahibi iken Hürriyet’i Erol Simavi’den satın aldı.. Aynı günlerde Dinç Bilgin de Hürriyet’i alabilirdi, başarılı olamadı..
Daha sonra Meydan’ın yerini Gözcü aldı. O dönemde birlikte işsiz kaldığımız küçük bir grup gazeteci arkadaşımla Posta’yı yayımlarken Sabah Grubu’nun Bugün ve Takvim isimli gazeteleri vardı. Sonra sırf Posta’yı hedef almak üzere Ateş isimli bir ucube de çıkardılar. Posta’nın kendilerince önemli gördükleri çalışanlarını transfer ettiler.. Sonuç: Posta bugün hafta içinde Türkiye’nin en çok satan gazetesi.. Hafta sonunda bir tek Hürriyet’e geçiliyor.. Sabah Grubu’nun Posta’ya rakip olsun diye çıkardığı gazetelerden Takvim dışındakiler kapandı, Takvim’in de satışı 150 bini ancak buluyor.

Sadece gazetecilik yaptık
Fanatik ilk çıktığında Dinç Bilgin’in Fotomaç gazetesi yanlış hatırlamıyorsam 5 yıldır yayımlanıyordu. Bugün Fanatik, Fotomaç’tan bir yüzde elli daha fazla satıyor.
Radikal ilk çıktığında Bilgin’in Yeni Yüzyıl’ı iki yıldır yayımlanıyordu. Radikal kısa sürede Yeni Yüzyıl’ı geçti.. Nedeni de sadece gazetecilikti.. Radikal’in “Susurluk çetesi” ile ilgili ilk tespitleri sayfalar dolusu yayımlanırken Yeni Yüzyıl hâlâ olayın bir trafik kazası olduğunu zannediyordu! Sonra Bilgin iyi bir fiyat bulduğu için Yeni Yüzyıl’ı sattı ve gazete bir süre sonra kapandı. Bilgin’in Radikal ile rekabet etmek için çıkardığı Yeni Binyıl da bir süre sonra kapatıldı..
Bilgin bu arada bir de adını bile hatırlamakta zorlandığım bir ekonomi gazetesi yayımladı. Finansal Forum henüz yayın hayatına girmemişti. Sonuç Finansal Forum hâlâ yayımlanıyor, ciddi ve güvenilir bir ekonomi gazetesi olarak varlığını koruyor.

Hortuma göz yummayız
Sözün kısası, bir “tekelleşme” varsa bunda suç başarılı olanda değil, başarısız olup el attığı her işi batıranda aranmalı..
Rakipleri işlerini iyi yapamadılar diye bu gazeteleri kapatmamız mı gerekiyor?
Bilgin, gazetelerini ve işini kötü yönetti.. Gazetelerinin basında bütün dengeleri altüst eden ve haksız rekabet yaratıcı promosyonlarını ve gereksiz yatırımlarını karşılamak için bankasını da hortumladı ve bugünlere geldi..
Şimdi sırf “Doğan tekel olmasın” diye işini batırmış, bankasını hortumlamış bir insanın serbestçe dolaşmasına göz mü yumacağız? Hayır göz yummayacağız.. Çaldığı 1 milyar 200 milyon doları geri ödeyene kadar takipçisi olacağız..
Evet, ben de katılıyorum Doğan Grubu medyada tekel olmasın!
Ama bu hortumcu ve vurguncuları korumanın da kılıfı haline getirilmesin.
Şunu unutmamalıyız: Medyaya dürüst yeni sermayenin girmesi gerek. Bu, sistemin içindeki çürüklerin ayıklanmasıyla olacak. Kötüler gidecek ki iyiler gelebilsin…