Büyük olabilmek
İngiltere Süper Ligi’nde şampiyonluğu, son hafta kendi sahasında berabere kalarak kaçıran Newcastle’ın Teknik Direktörü Kevin Keagan maçtan sonraki basın toplantısına şu sözlerle başladı: “Bu sonucu içimize sindirebilecek ve ağırlığını kaldırabilecek kadar büyük bir takımız!”
Son iki haftadır Trabzonspor’lu bazı yöneticiler ile teknik adamların gazetelere, televizyonlara yansıyan demeçlerine bakınca ister istemez Keagan’ı hatırladım.
Keagan’ın sözlerinin ağırlığını, “İngiliz soğukkanlılığı” olarak geçiştirmek mümkün değil. Keagan, maç sonrası basın toplantılarını bile bir tribün şovuna çevirecek kadar heyecanlı ve takımına aşık bir teknik direktör.
Bu yüzden söyledikleri İngiltere açısından bile özel bir önem taşıyor.
Bir de bizimkilere bakın şimdi.
Takımı ligden çekmekten söz edeni de var, Allah Fener’in başına bir bela versin de “adalet” yerini bulsun diye dua edeni de..
Trabzonspor’lu yöneticilerden daha soğukkanlı olmalarını beklerdim.
Ama demek ki Trabzon taraftarının ulaştığı büyüklüğe, takımın geldiği aşamaya yöneticiler hazır değilmiş, teknik adamlar da bu ağırlığı taşıyacak çapta değillermiş.
Önümüzde bir doksan dakika daha var. Futbolda her türlü sonuç var.
Fenerbahçe’nin Van’da puan verip, şampiyonluğu kaybetmesi de mümkün, maçı alıp İstanbul’a şampiyon olarak dönmesi de..
Bence Fenerbahçe’nin büyüklüğü kazanılan şampiyonluklarda değil, kaybedilen şampiyonlukların ardından rakiplere çamur atmamakta, onlara beddua etmemekte, bu işi bir kan davasına çevirmemiş olmakta yatıyor.
Fenerbahçe, tarihi bu tür olaylarla dolu olduğu için “büyük kulüp” olmayı hak ediyor.