Maçın ilk yarısı bittiğinde skor tabelasında 1 – 1 yazıyordu ama doğrusunu isterseniz bence durum Fenerbahçe lehine farklı olmalıydı.

Moshoeu ve Moldovan’ın kaçan 2 pozisyonundan başka, bu yarıda verilmeyen bir de penaltı vardı. Aygün’ün formasından çekilerek ceza sahası içinde yere indirilmesi, hem sarı kart hem de penaltı kuralları açısından aslında bir ders olacak nitelikteydi. Ancak Metin Tokat, ikinci yarıda Moldovan’a yapılan penaltıyı görmek istemediği gibi bunu da görmedi.

Fenerbahçe açısından maça baktığımda gördüğüm şey şu, Fenerbahçe hiç olmazsa derli toplu atak yapmayı öğrenmiş. Değişik varyasyonları deneyerek rakip kaleye gitme çabaları, özellikle Serkan ve Johnson’un kötü oyunlarıyla zaman zaman aksadı, ana oyunun geneline baktığımızda, Fenerbahçe daha organize bir takım görüntüsündeydi. İkinci yarıda Serkan’ın Erkan ile değiştirilmesi ve ileri üçlünün ortasındaki Aygün’ün yerine Moldovan çekilerek oyuna Boliç’in alınması doğru değişikliklerdi.

Dün sahada bir de Oğuz vardı. Ali Şen’in kulakları çınlasın. Oğuz’u Fenerbahçe’den sudan sebeplerle dışladıktan sonra dün acaba maçı seyrederken ne düşündü diye merak ediyorum. Oğuz dün sahada 22 futbolcunun içinde “Futbol böyle oynanır” dersi verirken, tek başına Adanaspor’u da uzun süre ayakta tuttu. Bakalım bir Oğuz daha Fenerbahçe’ye ne zaman gelecek.

Dünkü galibiyet Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu krizden kurtuluşu için bir adım olur diye ümit ediyorum.