Dün Atina’da İstanbul’daki 1-1’lik dezavantajla sahaya çıkan Fenerbahçe’nin tur atlaması için erken gol yememesi gerekiyordu. Ama Rüştü, 3-4 maçta ancak yapabileceği sayıdaki hatayı maçın ilk 30 dakikasında yapınca Fenerbahçe yolun sonuna gelmiş yoldu.
2-0’dan sonra Tuncay’ın golüyle çok kısa süre ümitlendik ama defansta yine topu seyretmekten kaynaklanan bir üçüncü gol, tur ümitlerini de ilk yarı bitmeden kaybetmeye neden oldu.
Dün Fenerbahçe’nin 4-1 yenildiği Panathinaikos, Türkiye Ligi’nde oynayan orta sınıf takımlardan daha iyi değil. Ancak maçı ve turu ilk 45 dakikada koparmaları büyük hatalar nedeniyle kaynaklanınca, Fenerbahçe oyunun geri kalan bölümünü seyirci olarak tamamladı.
Sezon başından beri Fenerbahçe’nin bir oyun planı olmadığından söz ediyorduk. Dünkü maçta bunu bir kez daha gördük. Fenerbahçe’nin bütün oyun hesapları topu ayağına geçiren oyuncunun 3-4 kişiyi çalımlayıp rakip kaleye gitme isteklerinden başka bir şeye dayanmıyor. Rakip iyi kapanınca ve yıldız oyuncular da kendilerinden bekleneni yapmayınca Fenerbahçe’nin gol atması sadece tesadüflere kalıyor.
Dün bir hafta önce Samsun’da tekrarlanan bu plan işlemeyince Fenerbahçe de gol atmadan hatta gol pozisyonuna giremeden maçın sonuna geldi. Fenerbahçe’nin kaleye çektiği ilk şutun ancak 85. Dakikada geldiği düşünülecek olursa nasıl bir oyun oynadığı da bir kez daha ortaya çıkıyor. Dün Fenerbahçe tarihi bir skorla maçı kaybetmediyse ve 4-1’e bile şükrediyorsa, bu takımın teknik direktörünün hiç vakit kaybetmeden yollanması gerektiğini düşünüyorum.
Dünkü maçı kaybeden, havadan şişirilmiş toplarla oynanan rakibe karşı hiçbir savunma planı gerçekleştiremeyen, hiçbir hücum organizasyonu oluşturamayan teknik direktördür. Bu teknik direktörde ısrar etmek, istikrar aramak değil, bir sezon daha kaybetmektir.