En büyük Fransa
Fransa 98’in ve dünyanın en büyüğünün belirleneceği karşılaşma muhteşem bir moda gösteriyle başladı. 300 mankenin katıldığı şov, Fransız modacı Yves Saint Laurent’in 50 yıllık moda geçmişini anlatıyordu.
Maç öncesi dağıtılan kadrolarda bizi bir sürpriz bekliyordu. Brezilya kadrosunda Ronaldo yedekte bulunuyordu. Herkes “Zagollo delirdi galiba” diye düşünürken, bunun bir hata olduğu anlaşıldı. Brezilya’nın maç öncesi ısınmak için sahaya çıkmaması da bir başka ilginç nottu. Teknik direktör Zagollo’nun bir bildiği var diye düşündük.
Karşılaşmaya Fransa hızlı başladı. İlk 5 dakika bittiğinde Brezilya kalesinde iki ciddi tehlike yaşanmıştı. Takımlarını defans ağırlıklı oynatmakla eleştirilen iki teknik direktör de yine savunmalarını sağlam tuttular. Ancak agresif Fransa baskısı karşısında çok gol kaybeden Brezilya orta sahası nedeniyle ev sahibi daha atak göründü. Fransa’nın ilk yarıdaki iki golünün de kornerlerden gönderilen topa Zidane’nin kafa vuruşuyla gelmesi tesadüf değildi. Sağlam olan savunması nedeniyle Fransa’nın başka türlü gol atması da mümkün değildi. İyi çalışılmış kornerlerin sağlam defansları nasıl aştığının iyi bir örneğiydi iki gol de…
Maç öncesi yorumlarında Platini de, Pele de bu mücadelenin çok gollü geçeceğini ve uzatmaya kalmayacağını düşünüyorlardı. Tahminlerinde yanılmadılar.
Taffarel’in kalecilik yetenekleri, bir Türk seyircilerini de yakından ilgilendirdiği için O’nu dikkatle izledik. Kornerlerde çıkmadı ve golleri yedi. Ancak Guivarch’ın geliştirdiği bir pozisyonda refleksi mükemmeldi ve gole engel oldu.
Zagallo maçın başında yapması gereken değişikliği çok geç yaptı. İkinci yarıya Denilson ile başladı. Daha sonra Fransa 10 kişi kalınca, forvet oyuncusu Edmuno’yu da oyuna aldı ama iş işten geçmişti. Fransa maçın ikinci yarısında iyice kapanarak galibiyeti korumak ve Dünya Kupası’nı ilk kez kaldırmak istiyordu ve 90. dakikada Petit’in attığı golle skoru perçinleyerek, amacına ulaştı. Fransa 98, gerçekten hakedenin oldu.