Fenerbahçe gibi oynayınca
Dün Fenerbahçe, bu sezonun en iyi futbolunu özellikle maçın birinci yarısında oynadı. Takımın üçte biri sayılacak dört as oyuncunun eksikliğine rağmen, Fenerbahçe bu yarıda oyunun hakimi ve kazanmaya niyetli tarafıydı.
Nitekim ilk yarıda kazanılan 8 korner de, Fenerbahçe’nin bu baskılı oyununun istatistiksel kanıtı olarak sayılabilir. Ancak maçın ikinci yarısında daha pasif oynayan bir Fenerbahçe izledik. Özellikle ikinci yarının il 20 dakikası, Gaziantepspor’un baskılı oyununa teslim olunan bir tabloya sahne oldu.
Maçın ikinci yarısında önce yorulan Oktay’ın sonra da Andersson’un oyundan düşmelerine, bu kez de zamanında yapılan değişikliklerle yanıt geldi. Gaziantepsor dünkü oyunuyla da ortaya koydu ki, kendi sahasında çok zor maç kaybedecek bir takım. Samet Aybaba, bu takıma sezon başında gelebilmiş olsaydı, eminim bugün ligde bulunduğu yer de çok farklı olacaktı.
Ogün, Rapajc ve Revivo’nun eksikliklerinin, genç ve koşan bir takımla kolayca kapatılabileceği de dün bir kez daha ortaya çıktı. Özellikle Ogün ve Rapajc’in koşmadan oynamaya çalışmalarının, sezonun ilk bölümünde Fenerbahçe’ye pahalıya mal olduğunu bir kez daha gördük. Sanıyorum bizim gördüğümüzü Mustafa Denizli de görmüştür.
Maçın hakemi Erol Ersoy özellikle oyunun ilk 25 dakikasında Gaziantepsporlu oyuncuların sakatlamaya yönelik girişimlerini görmezden gelirken, Lazetiç’e ortada pozisyon bile yokken çaldığı hentbol düdüğü ve gösterdiği sarı kartla niyetini aslında ortaya koymuştu. Nitekim Oktay’ın golünden önce Batista’nın ceza sahası içinde topa elle müdahalesini de görmezden gelerek az kalsın Fenerbahçe’nin galibiyetine engel olacaktı. Şansı yaver gitti ve Oktay golü atabildi.
Fenerbahçe, Gaziantep’te aldığı galibiyetle ligi de yeniden başlatmış oldu. Bu güzel oyunun, önümüzdeki haftalarda da sürmesini temenni ederim.