Fenerbahçe Semih'i, Semih Fenerbahçe'yi kaybetmemeli
Semih’in, sorunu çözülerek takımda tutulması gerekir.
Gazetelere yansıyan haberlere göre Semih Şentürk, Ajax’ın, Schalke’nin gündemindeymiş, Galatasaray da Semih’i kadrosuna katmak istiyormuş!
Semih gibi bir futbolcunun bir takımın kadrosunda bulunması iyi bir şeydir.
Sorunsuz, profesyonelce davranmayı bilen, fırsat verildiğinde de sahada elinden geleni yapan bir oyuncu Semih.
Nasıl bir golcü karakteri olduğunu, oyun içindeki rolünün sadece gol atmakla sınırlı kalmadığını da biliyoruz.
Son Kuzey İrlanda maçı bunu bir kez daha görmemizi sağladı.
Semih’in son haftalarda forma yüzü görememiş olmasının nedeninin Aziz Yıldırım’ın Semih’e ‘kızması’ olduğu söyleniyor.
Semih, hakkını aramış, Başkan da ona kızmış, Daum da bu nedenle en çok ihtiyaç duyulan ve şampiyonluğun kaçmasına mal olan Trabzonspor maçında bile ona yer vermemiş!
Gazeteler böyle yazıyor ve şayet doğruysa Aziz Yıldırım’ın bu işte hatalı olduğunu söylemek zorundayım.
Futbolcular, bu işi geçimlerini sağlamak için yapıyorlar. Haklarını aramaları doğaldır, çalışan insanların tümünün kullanabildiği haklarını kullanmak istemelerinde bir tuhaflık yok.
Fenerbahçe artık ciddi bir kurum olarak yönetiliyorsa, bunun da olacağını kabul etmek durumundadır.
Semih’in, sorunu çözülerek takımda tutulması gerekir.
Öte yandan Semih de Fenerbahçe’yi kaybetmemelidir. Kendi geleceği açısından!
Fenerbahçe’de sembol olabilecek ve futbolu bıraktıktan sonraki yaşamını da Fenerbahçeli Semih Şentürk olarak sürdürebilecek bir oyuncu, küçük hesaplarla bunu feda etmemelidir.
Unutmayalım ki, hayat uzun ve Semih oyunculuğu bıraktıktan sonra da futbolun içinde kalarak Fenerbahçe’ye hizmet edebilir.
Her iki tarafın da şapkalarını önlerine koyup, bu meseleyi etraflıca konuşup, çözmesi gerekir.
*****
Christoph Daum kalmalı
Gazetelerin yazdıklarına göre Fenerbahçe’deki teknik direktör sorunu kilitlenmiş durumda.
Daum’un büyük bir tazminat ödenerek gönderilmesi, yerine bir yenisinin getirilmesi ile ilgili talepler var, yönetimde de bu yolda bir eğilimin olduğu gözleniyor.
Fenerbahçe geçtiğimiz sezonun ilk dokuz haftası ile son on haftasında hiç yenilmedi, sadece bir beraberliği var.
Ama şampiyonluk yine de son hafta elden kaçtı.
Bu inanılmaz istatistiği gerçekleştiren takımın teknik direktörü ile aradaki kötü geçen 15 haftayı yaşayan takımın teknik direktörü aynı kişiydi. Aynı takımın kupayı finalde kaybettiğini de hatırlayalım.
Bu tablo dünyanın herhangi bir ülkesindeki futbol takımının teknik direktörü için başarılı bir tablo olarak kabul edilebilir.
Ama bizde başarı sadece kupa ve şampiyonlukla tanımlandığı için şimdi teknik direktörün gönderilmesi meselesi tartışılıyor.
Kişisel görüşüm şu: Daum bu takımın başında sözleşmesi bitene kadar kalmalıdır.
Ondokuz haftadaki başarıyı yaratan ekipten, bu başarıyı aynen olmasa bile öteki haftalara da yaymasını beklemek ve bunun gerçekleşmesi için gerekli önlemleri almak daha doğru bir harekettir.
Her teknik direktör değişiminin beraberinde yeni sorunlar da getireceğini göz ardı etmemek gerek.
*****
Tolunay Kafkas ve Şota!
Kayserispor’dan ayrıldıktan sonra yerine hiçbir teknik direktörlük deneyimi olmayan, bu düzeyde bir takımı tek başına hiç çalıştırmamış Şota Arveladze getirildi.
Bu haberi okuyunca gözlerime inanamadım.
Kafkas gibi bir teknik adamın önüne yeterli bütçe ve daha büyük hedefler koymak yerine onu kolayca feda edip, bir macera aramaktan başka bir şey değil bu yapılan.
Şota’nın başarılı olmasını dilerim, Kayserispor bu ligin önemli bir takımı, başına bir şey gelmesini istemem.
Ama yapılanın öngörülebilir gelecek için doğru olmadığını söylemek zorundayım.
*****
Dünya Kupası HD Smart’ta!
Bu yazıyı yazarken futbolsever televizyon seyircileri için ilginç bir haber aldım.
Dünya Kupası’nı naklen yayımlayacak olan TRT, HD kalitesinde yayın yapan yeni bir kanal kuruyormuş ve bu kanal D Smart’ın HD kanallarından izlenebilecekmiş.
Bir maçı HD izlemek ile normal izlemek arasındaki farkın ne olduğunu bilenler adına TRT yöneticilerini kutluyorum.