Önce bir dedikodu. Aslında dedikodu değil, birinci elden alınmış gerçek bir haber. Haberin kaynağının ve birisi dışındaki kahramanlarının adları bende gizli. İleride merak edenler artar ve zorunlu kalırsam onları da açıklarım.

Bir tanesinin adını yazacağım çünkü bu beş kişinin arasındaki sohbeti “haber” haline getiren o kişinin taşıdığı kimlik.

Sohbet, Telsim’in Türkiye Birinci Ligi’nin isim hakkını satın alması nedeniyle düzenlenen kokteylde gerçekleşiyor. Bir köşede hafifçe alkollenmiş beş kişi aralarında fısır fısır konuşuyorlar. Adı bende gizli bir “meraklı” yanlarına yaklaşıyor. O bir gazeteci, ama spor yazarı olmadığı için oradakiler tarafından tanınmıyor.

Merak uyandıran sebep Galatasaraylı dört kişi ile sohbet eden kişinin Futbol Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy olması. Sohbetin bir yerinde “casusumuz” şöyle bir söz duyuyor: “Burada beş Galatasaraylı’yız. Rahat konuşabilirsiniz…” Rahat konuşulacak konunun ne olduğunu kolayca tahmin etmiş olmalısınız. Öyle görünüyor ki bu sezon da Türkiye Birinci Ligi’nin başına çoraplar örmek isteyenler var. Bilinen hakem ve ceza kurulu oyunları işte… Ve içlerinde de tarafsız olması gereken bir federasyon başkanı… Allah ıslah etsin!

Şimdi dönelim transfere. Bunca yıldır önce taraftar olarak sonra gazeteci olarak transferleri heyecanla ve merakla izlerim. Ama Alpay’ın transferi gibisine rastlamadığımı söylemek istiyorum. Hangi Fenerbahçeli ile konuşsam aynı şeyi duyuyorum: “Aman inşallah Galatasaray’a gider.” İşin ilginci Galatasaraylılar da aynı cümleyi tersten kuruyorlar: “Aman Fenerbahçe alır da kurtuluruz inşallah.”

Milli bir futbolcunun böylesine istenmeyen adam ilan edildiği bir transfer dönemini daha önce hiç yaşamamıştık. Alpay da anlaşılan tarihe böyle geçecek.: Transferi en çok istenmeyen Milli futbolcu…

Gelelim Dan Petrescu’ya.. 32 yaşını ikmal etmiş, futbol hayatının bilemediniz son üç yılına girmiş bir futbolcu. Eskiden iyi bir sağ kanat oyuncusuydu, ama artık uluslararası piyasada işi bitti. Aksi taktirde bonservis ücretlerinin uzayda gezindiği İngiltere gibi bir ülkede ve Chelsea gibi bir takımda neredeyse bedava sayılabilecek bir bonservise sahip olamazdı. Şimdi bu Petrescu’nun Fenerbahçe’ye alınacağı konuşuluyor. Açıkça yazıyorum: Ya birileri Petrescu’nun sırtından bir avanta hesabı yapıyor ya da Fenerbahçe’de aklı başında kimse kalmamış.

Petrescu alınırsa daha yıllarca futbol oynayabilecek yaştaki Dimas gönderilecek. ‘Gönderilmek zorunda’ olduğu için Fenerbahçe muhtemelen bu işten zarar da edecek…

Geçen yıl ilk sezonu olmasına rağmen bence başarılı olan Dimas, Erol’un gönderilmesinden sonra solda Abdullah ile birlikte oynayabilecek tek kişi. Takımın yıllar sonra ilk kez doğru dürüst bir sol kanadı olmuşken şimdi sağ kanada oyuncu alıyoruz diye (Üstelik ihtiyar bir oyuncu) bunu bozmak nasıl bir akıldır, anlayamıyorum.. Petrescu’ya bu kadar ihtiyaç varsa Preko neden alındı? Yabancı kontenjanı neden dolduruldu?

İlle bir yabancı gönderilip yeni bir yabancı alınacaksa Moldovan’ın yanına alınması gereken forvet oyuncusundan ne haber? Moldovan bu sezon da tek başına mı oynayacak?

Bir ay sonra lig başlayana kadar bu haberler bizleri kalpten öteki dünyaya götürmezse iyidir diye düşünüyorum.