Maçı en iyi anlatan pozisyon, 60. Dakika geçildikten sonraki pozisyondu. Neredeyse 25 dakikadır 10 kişi oynayan Çaykur Rizespor, Fenerbahçe kalesinde ikiye üç bir pozisyon yakaladı, ama değerlendiremedi.

Bu andan sonra her an Rizespor’un bir gol atmasını bekliyorduk ki, Ünsal Çimen varlığını gösterdi. Abdullah’ın rakibe temas dahi etmediği bir pozisyonda penaltı düdüğünü çalarak, zaten şaşkınları oynayan Fenerbahçe’yi iyice afallattı. Maçın ilk yarım saatinde Fenerbahçe, ısırmasa da rakibi rahatsız eden kanat akınlarıyla ve özellikle de Fatih’in girişimleriyle gol kazanmaya çabaladı. Ancak maçın bu bölümünde Simao, Andersson ve Ogün’ün inanılmaz kötü oyunları, bunalmış rakibi sindirmeye ve farkı açmaya yetmedi. Lorant’a sormak istiyorum; Fenerbahçe orta sahasında eğer Hakan Bayraktar’a forma yoksa, sahaya çıkardığı bu kadrodakilere mi var?

Fenerbahçe’nin oyun içinde takımı harekete geçirecek üst üste üç pası doğru yapacak, boşalanları fark edecek teknik kapasitesi yüksek bir lidere ihtiyacı var. Üzerinde ısrar edilse ve yeteri kadar çalıştırılsa, Hakan Bayraktar bu boşluğu dolduracak bir oyuncu. Onu kazanmaya çalışmak yerine kafadan silip atmak, nasıl bir futbol anlayışı. Bunu gerçekten merak ediyorum.

Fenerbahçe, çok hücumuyla oynadı diye, hücum edebilecek bir takım değil. Defansı ile hücum hattı arasında büyük boşluklar var ve herşeyden önemlisi bir hücum planı yok.

Lorant gerçekten hücum futbolunu seviyorsa ve biliyorsa, önce bu hastalığa çare bulmalı.