Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaybettiğinin belli olmasının ardından gözlerimiz hemen saha kenarındaki kulübeye çevrildi.

Orada siyah saçlı, genç bir Alman oturuyordu. Her sezon teknik direktör değiştirmek gibi ‘A la Fenerbahçe’ bir geleneğimiz olduğu için suçluyu bulmakta da gecikmedik.

Dün Gazetedeki arkadaşlara beş sezon önce Fenerbahçe’de teknik direktörün kim olduğunu sordum. Saadet Önder defterine bakıp doğruyu bulana kadar aklımıza kimlerin isimleri geldi bilemezsiniz. En son şampiyon olduğu sezondan beri bakın Fenerbahçe’den kaç teknik adam geçti: Parreria, Lazaroni, çeyrek sezon Veselinoviç ve Rıdvan Dilmen, Bariç, bir haftalığına İsmail Kartal ve Löw.. Bu üç sezon içinde Galatasaray’ın tek bir teknik direktörü vardı: Fatih Terim ve Galatasaray üçüncü kez şampiyonluğa gün sayıyor.

Bu da ortaya koyuyor ki Fenerbahçe’nin teknik yönetim konusundaki en önemli problemi önce fazla ince eleyip sık dokumadan bir teknik adam seçmek sonra da ilk başarısızlıkta onu değiştirmek. Teknik yönetimde istikrar bir türlü sağlanamadığı için de transfer genellikle profesyonel olmayan yöneticilerin eline kalıyor, kulaktan dolma bilgilerle, eş dostun ve medyanın dolduruşuyla transferde milyonlarca dolar savruluyor ve her sezon Fenerbahçe en önemli eksikliklerini tamamlayamadan yeni bir hoca ve yeni kadro ile yola çıkıyor.

Artık bu alışkanlığın terk edilmesi gerek. Şimdiden çok ciddi bir hocayla uzun vadeli bir anlaşma yapmak ve transferde de bu hocanın talimatları doğrultusunda eksiklikleri görüp tamamlamak gerek. Futbol piyasasının bugünkü durumda Fenerbahçe’nin yerli bir teknik adam bulmasını olanaksız görüyorum. Herkesin hayalini süsleyen Rıdvan Dilmen’in daha Birinci Lig stajını tamamlamadığı kanısındayım. Van ile önümüzdeki sezon Birinci Lig’e çıkacak olan Dilmen’i olgunlaşmadan harcamak Türk Futbolu’na da ihanet olacaktır.

Öte yandan yeni bir yabancı hocanın da ‘bilinmeyen’lerle dolu bir ülkede geldiği ilk sezonda başarılı olmasının zorlukları da var. Çünkü rakip Galatasaray ve Beşiktaş önümüzdeki sezona böyle bir avantajla başlayacak.

Demek ki Löw ile devam etmek gerekiyor. Dün yazdığım gibi Löw’ü ve futbolcuları yönetecek profesyonel bir Türk menacer (adayım Selim Soydan’dır) Löw’ün hata yapmasını önleyebilir ve eksikliklerini giderebilir.

Yarın devam edeceğiz.