Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Oğuz Çetin, Selim Soydan ve Rüştü – Ne olacak bu Fener'in hali? (2)

Milyonların dilinden düşmeyen Fenerbahçe marşının bir yerinde şöyle deniliyor. “Hiçbir kulüpte olmayan bu dostluk / Yıllardır hep şampiyon olduk!” Fenerbahçe’nin içini bilenler için biraz ‘fantezi’ sayılabilir bu “dostluk” meselesi ama şampiyonluklar söz konusu olduğunda önemi de yadsınamaz.

Fenerbahçe’nin bu sezon en önemli sorunu işte buydu. Kongreden kıl payı bir çoğunlukla çıkan Başkan ve ardından gelen ikinci kongrenin belirlediği yeni yönetim, kafasının bir kenarında hep bu ikilemle çalışmak zorunda kaldı. Nitekim sezon ortasında takımda yapılan ve benim şahsen onayladığım bir operasyonun gerisinde de bunun izleri vardı, Başkan’ın zaman zaman verdiği beyanların örtülü suçlamaları da bundan kaynaklanıyordu.

Ama her şeyden de önemlisi “dostluk” meselesinin futbol takımı içinde tam anlamıyla gerçekleşmemiş olmasıydı.

Her biri gerçek bir yıldız olan Fenerbahçeli oyuncular, profesyonelliğin gerektirdiği uyumu sağlamakta zorlandılar. Takımın adeta “lidersiz” bir görüntü çizmesi, kolayca döndürülebilecek maçlarda bile puan kaybedilmesine yol açtı.

Tam bu ortamda gündeme gelen Oğuz Çetin’in transferinin gerçekleşmemiş olması sorunu çözme fırsatının da kaçması anlamına geldi. Oğuz Çetin lider kişiliği ile Fenerbahçe’nin aradığı bir adamdı. Onun sahada oynamayı bırakın kulübede oturuyor olmasının bile çok şeyi değiştireceğini düşünenlerdenim. Demek ki önümüzdeki sezon şampiyonluk kovalanacaksa önce bu takıma bir lider bulmak gerekiyor.

Rüştü’nün çok erken aldığı kaptanlık sıfatını, yönetimin hatalı kararıyla kaybetmesi de bir diğer önemli konu. Önümüzdeki sezon bu hatanın telafi edilmesi gerekiyor. Evet Rüştü en önemli maçtan önce profesyonelliğe yakışmayan bir hata yaptı ama bunun bedeli de “profesyonelce” ödenmeliydi. Uygun bir para cezası kabul edilebilirdi ama kaptanlığın elinden alınması tek kelimeyle motivasyon kırıcı ve hatalı bir karardı.

Bunlar kadar önemli bir diğer konu ise futbol şubesinin yönetimiydi. Ali Yıldırım’ın gerçekten özverili bir Fenerbahçeli olduğuna kuşku yok. Ancak Başkan’ın kardeşi olması bu görevin hakkıyla yapılmasını önledi. Yönetim ile futbol şubesi, sanki yasama ile yürütme yetkisini aynı elde toplayan bir diktatörlük görünümü çizdi. Bence burada gerekli olan Selim Soydan veya onun ayarında bir profesyonel menajerin futbol şubesinden sorumlu olmasıydı. Türkiye’ye yeni gelmiş bir teknik direktörün dezavantajları böyle giderilebilirdi, yönetim futbol şubesini daha etkin denetleyebilirdi, takımın içinde eksik olan lider pozisyonu böyle doldurulabilirdi.

Demek ki önümüzdeki sezon bu sorunu da çözmek gerekiyor. Fenerbahçe bünyesinde transferde de söz sahibi olacak, futbolu ve futbolcu yönetmeyi bilen bir menajeri bulmak zor olmasa gerek.

Yarın bu konuya devam edeceğiz.