Sistemsizlik kaybetti
Hollanda maçında kötü bir oyundan sonra şansın da yardımıyla kazandığımız fırsatı dün Ali Sami Yen Stadı’nda kötü bir oyunla bıraktık. Milli Takım, dün sahada beyni olmayan bir vücut görüntüsündeydi.
Mutlaka kazanmak gerektiği düşüncesinin verdiği stres, dün bir pranga gibi Milli Takımı’mızın ayaklarına atılmıştı. Bu yüzden normal şartlar altında atılabilecek goller kaçırıldı.
Dün Milli Takım bir oyun planından yoksun görünüyordu. Son derece hızlı oynayan Belçika karşısında ne savunma yapabildik, ne de gayet iyi kapanan defans karşısında gol pozisyonu yaratabildik.
Milli Takım’ın ileri uç oyuncuları kalabalık Belçika defansı arasında kaybolup gitti. Oktay’ın son derece mükemmel bireysel hareketleriyle yarattığı gol, bize ümit vermişti ama aynı bireysel başarıyı diğer oyuncularımız gösteremeyince sistemli oyun karşısında sistemsizlik kazanamadı.
Dünkü maçın esas mağlubu sahada oynayan futbolcularımız değil, seyircimizdi. Maç öncesi bütün uyarılara rağmen seyirci bir güç olarak sahaya ağırlığını koyamadı. Ağırlığını koymaması bir yana, sahaya yabancı madde atan bir avuç kendini bilmez de seyircimizin bu maçı kaybetmesinde önemli rol oynadı. Sahaya yabancı madde atanları engellemeyen tribünlerdeki sessiz çoğunluk da en az bu barbarlar kadar suçluydu.
Dün sahada gözlerimiz Uche’yi, Hagi’yi aramadı dersek yalan olur. Yabancı futbolcuların Türkiye Ligi’ne getirdiği kalitenin ne olduğu da dün bir kez daha ortaya çıktı. Kulüp düzeyinde Avrupa başarısı isteniyorsa, yabancı oyuncu sayısında sınırlamalar yapılarak bunun elde edilemeyeceği bir kez daha ortaya çıktı. Önümüzdeki sezon Avrupa kupalarında mücadele edecek takımların oyuncularından kurulu Milli Takım’ın dün sahadaki görüntüsü yabancı futbolcu kısıtlamasını bir kez daha gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor.