Takım oyunu kazandı
Fenerbahçe’nin gerçekten çok ilginç bir takım olduğunu gösteren bir maç izledik dün Prag’ta. Karşılaşma belki de Prag’ta değildi, Kadıköy’de oynanıyor gibiydi.
Oyunun büyük bölümünü kontrol eden ve rakibine topla oynaması için son derece az fırsat veren Fenerbahçe, kritik mücadeleyi kazanıp UEFA Kupası’na devam etme hakkını elde etmiş oldu.
Kuralar çekildiğinde Fenerbahçe’nin bu sezonki gerçek hedefinin UEFA Kupası olduğunu söylemiştim. Bu gruptaki tek rakibinin de Sparta Prag olduğunu…
Ve Fenerbahçe, Prag’ı iki maçta da yenerek bugünkü kadro yapısıyla hakettiği UEFA Kupası’na kalmayı başardı.
Fenerbahçe’nin Büyükşehir Ankaraspor’la oynadığı maçtan itibaren Daum’un fantaziyi bırakması, Sarı-Lacivertiler’in gelecekte ne yapabileceğini de gösteriyordu.
Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, neredeyse 40 yıldır tribünden Fenerbahçe’yi izlerim. İlk kez bu sezon Fenerbahçe’nin savaştığını, 90 dakika boyunca koştuğunu, mağlup olmamak için direndiğini ve kazanmaya azmettiğini ilk kez görüyorum. Sanıyorum Daum’la geçen bu ikinci sezon, Fenerbahçe’nin geleneksel oyun karakterinin de değiştiğinin habercisi olacak.
Dün sahaya çıkan 11 futbolcu ve arkasından değişikliklerle gelen kaleci Volkan ve Fabio, bir takım oyunun ne tür fedakarlıklar istediğini hepimize gösterdiler. Herhangi bir futbolcuyu maçın kahramanı ilan etmek istemiyorum. Dün gecenin kahramanları Sarı-Lacivertli formayla sahaya çıkan bütün futbolculardı. Hepsini kutluyorum…