Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Bizim işimiz gerçeklerle dedikodularla değil!

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan “sevsinler seni” diye çıkışınca tam siper olan Fehmitaha Korukıvanç, dünkü köşesinde şöyle yazmış: “Hürriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının Ergenekon gerçeğini kabul günü!”

Yazısında Ertuğrul Özkök’ün, Oktay Ekşi’nin ve benim yazılarımdan alıntılar yapıyor ve bizim “Ergenekon örgütünü yeni yeni anladığımızı” iddia ediyor. Bundan sonra gözü üzerimizde olacakmış, öyle yazıyor!

Çok kimlikli bu yazarın anlayamadığı konu şu: Bu gazetede ilk günden beri devlet içinde yuvalanmış yasadışı örgütlenmelerin ve antidemokratik girişimlerin cezalandırılması savunuluyor.

Bizim yayınlarımıza yön veren temel saik, Ergenekon savcısının ya da polis içine yuvalanmış Fethullahçı çetenin talimat ve sızdırmaları ve bu konu üzerinde yaratılan dedikodu tufanı değildir.

Elle tutulur, somut gelişmeler olduğunda, tıpkı son ortaya çıkan cephanelikler gibi, bu gazetede ayrıntılı olarak yer bulur.

Ergenekon örgütü ile ilgili dava sürecine ve soruşturmanın yürütülme biçimine yönelik eleştirilerimizin nedeni, bu soruşturmanın AKP’ye muhalif çevreleri sindirmek için de kullanılıyor olmasıdır.

Yazımdan geniş bir bölüm aktaran çift kimlikli yazarın şu bölümü atlaması ilginç: “Asıl amacın, yüzlerce faili meçhul cinayetin, terör eylemlerinin ve yasadışı faaliyetin odağı olan bir devlet içi gizli örgütü cezalandırmaktan çok, bundan yararlanarak laik muhalefeti cezalandırmak olduğunu düşünmemin nedeni budur.”

Evet, böyle düşünüyorum: Bu dava AKP muhaliflerini sindirmek için bir araç olarak kullanılıyor, iddianame o kadar özensiz ve kötü yazıldı ki asıl suçluların yakayı kurtarmaları mümkün olabilir, dava süreci sanıkların insan haklarına saygı açısından tam bir rezaletti!

Bu gazetede eleştirilen budur. Ergenekon isimli örgütün ve marifetlerinin açığa çıkarılması değil. Bizim yazılarımız üzerine “Gerçeğin Kabul Günü” başlıklı bir yazı döşenen bu arkadaş Deniz Feneri ile ilgili gerçekleri bakalım ne zaman kabul edecek?

Gözüm üzerinde olacak!

Başbakan, gelecekte ne olacağını biliyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon Soruşturması kapsamında yapılan aramalarda ele geçen silah ve mühimmat için bakın neler söyledi:

“Harbe mi gidiyoruz ya, nedir bu? Bu ülkede neler olmuş, neler oluyor kim bilir. Bunlar daha işin başı.”

Bu konuşmayı kendim kulaklarımla duymadım ama dün bütün gazeteler, Başbakan’ın AKP TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmanın bu bölümünü, bu şekilde vermiş.

Şunu merak ediyorum: Bağımsız yargı tarafından sürdürülmekte olan bir soruşturmada, daha işin başında olunduğunu başbakan nasıl ve nereden biliyor?

Normal olarak, Başbakan’ın da gelişmeleri bizler gibi takip ediyor olması gerekir. Yani, savcılık bu konuda kamuya açık bir adım attığında öğreniyor olmalı.Ama bakın Başbakan ne diyor: Daha işin başındayız!

İki olasılık var bu durumda.

1- Başbakan, savcılık tarafından özel olarak soruşturmanın gelecekte alacağı seyir ile ilgili olarak bilgilendiriliyor.

2- Polis içinde savcılıktan habersiz olarak Başbakan’a da bilgi aktaran birileri var.

Her iki durum da soruşturmanın gizliliği kuralı ile çelişiyor.

Dava üzerine siyasi bir gölge düşürüyor, davanın bizzat Başbakan tarafından yönlendirildiği iddialarını güçlendiriyor.

Bu çok önemli soruşturmanın bu tür “dedektiflik hevesleriyle” yolundan saptırılmaması için, Başbakan’ın bu işten biraz uzak durması gerekiyor.