Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

İkinci yarıda “yedek” oturacaksınız

AKP’nin, “Yeni Türkiye yolunda ikinci yarı başlıyor” sloganlı reklam filmini izledim.

Zaten bir süredir sokakta kafamı nerede çevirirsem aynı afişi görüyorum: Başbakan Davutoğlu beşuş bir çehre ile bakıyor, üzerinde yine aynı slogan: “İkinci yarı başlıyor!”
İkinci yarıdan neyi kast ettikleri belli.
AKP’nin ilk onüç yıllık iktidarı birinci yarı oluyor, şimdi ikinci yarı seçimlerle birlikte başlıyor.
Maçın ikinci yarısı başlayacağına göre bir bitişi de olmalı ama zamanını söylemek için falcı olmak gerek.
“İkinci yarı” ile ilgili olarak AKP’nin bu seçimlerde seçmenin önüne koyduğu teklif, Başkanlık sisteminden başka bir şey de değil.
Nitekim Başbakan Ahmet Davutoğlu da önceki gün açıkladı, “Başkanlık modelini öngördüklerini” söyledi.
Afişteki fotoğrafa bu bilgiyle bakınca içimden şunu söylemek geliyor:
“Tamam ikinci yarı başlıyor ama siz niye bu kadar seviniyorsunuz, ikinci yarıda forma giyemeyeceksiniz ki!”
Eğer istediklerini yapabilirlerse formayı giyecek bir tek kişi var: Recep Tayyip Erdoğan.
Teknik Direktör de o olacak, kaleci de, santrfor da, stoper de! Zaten Başkanlığı da kimseye bırakacak değil.
“Başkasının formayı giyeceği bir ikinci yarı için oy istemek” gibi bir gariplik de Ahmet Davutoğlu’na kısmet olacakmış demek ki!
——————————
Melo, Emre, Volkan, Gökhan karması
Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada “ikinci yarı” için Başkanlık sistemini önereceklerini söyledi.
“Özgürlükçü, insan onuruna dayalı bir Anayasa olacağını, güçler ayrılığı prensibine dayalı olacağını ve etkin bir yönetim için Başkanlık modelini öngereceğini söyledik” dedi.
İlginç bir Başbakanımız var, hayal aleminde yaşıyor, olup bitenlerin farkında değil.
Çünkü, Başbakan bunları söyledi ama AKP’nin Başkanlık sistemi için nasıl bir model önerdiğini, TBMM’de geçen dönem uzlaşma komisyonuna verdikleri tekliften biliyoruz.
Gücün tek bir elde toplandığı bir başkanlık sistemi öneriyorlar.
Başkanlık kararnameleriyle ülke yönetilecek, TBMM figürasyon yapan bir organ olacak, yargı Başkan’a bağlanacak.
Zaten Cumhurbaşkanı da aynı şeyi söyleyip, duruyor.
Genrel tavrına, bağımsız yargıdan şikayetine ve ülkeyi bir CEO gibi tek başına yöneteceğini söylediğine bakarsak bizi bekleyen şey, ikinci yarıda otokratik bir yönetimden başkası değil.
Tek sesli medya istiyor, karşı çıkan sesleri susturmak için elinden gelen herşeyi yapıyor.
Erdoğan’a göre kendisi gibi düşünmeyen herkes “hain”.
Ülkesindeki muhalefete bu gözle bakan, sınırsız yetkilerle donatılmış bir Başkan’ın elindeki gücü nasıl kullanacağını tahmin etmek zor değil.
Yani sahada biraz Melo, biraz Emre, biraz Volkan kıvamında bir oyuncu olacak.
Kafası kızınca Gökhan gibi silah da çekebilir.
Benden uyarması, bu takım ikinci yarıda sahaya çıkmayı başarırsa, maç hepimiz için karakolda biter!
——————————-
Fazla pusula basımının önüne geçilebilirdi
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, seçim güvenliği ile ilgili açıklamalar yaptı.
En çok eleştirilen konu olan fazla sayıda oy pusulası basılması ile ilgili olarak “normal, kanun böyle” dedi.
Bunu belki üç seçim önce söylemiş olsaydı ben de “normal” derdim ama artık bugünkü teknolojik olanaklarla bu son derece gereksiz bir uygulama.
Türkiye’de kaç sandık kurulacağı belli. O sandıklarda kaç kişinin oy kullanacağı da biliniyor.
Bütün bunları zaten YSK planlıyor.
Her sandığa gönderilecek oy pusulaları, o sandığa özel bir numara taşıyabilirdi ve o sandıkta oy kullanacak seçmen sayısı kadar olabilirdi.
Bunu yapmak bugünkü bilgisayarlı baskı ortamlarında son derece kolay bir işlem.
Böylece seçimden iki gün sonra bir çöplükte oy pusulaları bulunduğunda, bunların hangi sandığa ait olduğunu bilebilmek, nasıl olup da onların çöplüğe atıldığını anlayabilmek mümkün olurdu.
Türkiye’de yurtiçinde oy kullanacak seçmen sayısı 53 milyon 741 bin 838.
Ve bu kadar seçmen için 73 milyon 988 bin 955 oy pusulası bastırıldı.
Evet kanun, her sandık için 400 pusulalık paketler gönderilmesini emrediyor ama YSK’nın seçimden önce bu kanunun değiştirilmesi için girişimlerde bulunması gerekirdi, çünkü seçimlerin güven içinde yapılmasından sorumlu olan kurum kendisi.
İş dönüp dolaşıp yine sandıklardaki görevli ve gözlemcilere geliyor.
Kullanılmayan fazla oyların da tutanakla ilçe seçim kurullarına teslimi gerekiyor, bunu denetleyebilmek görevli ve gözlemciler işlerini doğru yaparlarsa mümkün.
Bu arada şunu belirteyim ki oyveotesi.org sitesine girerek, sizler de sandık gözlemcisi olabilirsiniz, seçimlerin güven içinde gerçekleşmesinde pay sahibi olabilir, oyunuza sahip çıkabilirsiniz.
————————————-