Toplumlar arasındaki kültürel farklılıkların olayları algılama biçimlerimizi de etkilediği gerçeğinin son örneğini, ABD Başkanı Bush ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah görüşmesinde bir kez daha gördük.
Bush, Prens Abdullah’ı öpmekle kalmayıp bir de yan yana yürürken el ele tutuşarak aslında bizlerin hiç yadırgamayacağı bir davranış sergiledi.
Ancak aynı cinsten insanlar arasındaki ilişkilerde “mesafe”nin önemli olduğu kendi ülkesinde, bu durum bir hayli farklı yorumlandı.
Öpüşmeleri ve el ele tutuşmaları televizyon şovlarında espri konusu oldu, gazetecilerin bu konuya yoğunlaşmasına yol açtı..
ABD medyasının bakışı
TV sunucusu Jay Leno, Laura Bush’a “Kıskanmadınız mı?” diye sordu.
CNN’den bir sunucu, “Yoksa Bush’un homoseksüel evlilikler konusundaki düşünceleri yumuşamaya mı başladı?” dedi..
Sokaklarında erkeklerin rahatça el ele tutuşup kol kola yürüyebildikleri, düğünlerde kadınların birbirlerine sarılarak dans edebildikleri bizim gibi ülkeler için bu gerçekten de “cinsel” içerikli bir davranış değil.
Bunlar, bizim gibi Doğu ülkelerinde olsa olsa kardeşlik ve samimiyet duygularına karşılık gelebilecek şeyler..
Nitekim Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Suriye gezisinde eşi ile Esad’ın eşinin çarşıda el ele yürümeleri, bizde Amerikalılarda uyanan türden bir çağrışım yaratmadı.
Biz bunları çok gördük
Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı olduğu yıllarda yaptığı Orta Asya gezilerinde de benzer sahneleri sıkça gördük.. Aliyev ile Demirel’in el ele tutuşmalarından garip sonuçlar çıkarmadık, hatta bunun iki ülkenin lideri arasındaki samimiyetin ve kardeşlik duygularının bir göstergesi olduğunu düşündük.
Richard Gere ile Japon Başbakanı’nın dans ederken çekilmiş görüntülerini de tebessümle izledik, ama bu sadece o görüntüleri “komik” bulmamızdan kaynaklanıyordu, o davranışa cinsel bir içerik yüklediğimizden değil..
Sansürlenen vedalaşma
Ancak tam tersi durumları da yaşadık..
Dünyanın başka yerlerinde olağan sayılabilecek görüntüleri yadırgadık..
Örneğin, Başbakan’ın Yunanistan gezisi sırasında Yunan Başbakanı’nın Emine Hanım ile vedalaşmasına ilişkin görüntülerinin yayımlanması, Türk tarafında rahatsızlık yarattı. Basın Müşavirliği’nin ricasıyla TRT vedalaşma sırasında çektiği görüntüleri yayımlamadı.
Aslında bu “vedalaşma” anının da cinsel içerikli bir yönü yoktu.. Yunan Başbakanı’nın bir “skandal” yaratma yolunda özel bir çabası olmadığına da kuşku yok..
Ancak Başbakan ve ailesinin dünya görüşleri, Yunan Başbakanı için “olağan” sayılabilecek bir davranışın reddedilmesi sonucunu yarattı..
Rencide edici bir tutum
Çağımızın giderek küçülen dünyasında bu tür kültürel farklılıkların ciddiye alınması gerekiyor.
Özellikle kamu yönetimindeki kişilerin, karşılaştıkları yabancı toplum temsilcileri ile ilişkilerinde ciddiye alınması gereken bir durum..
Aynı şekilde giderek globalleşen iş dünyasında da ciddiye alınması gereken bir şey bu tür kültürel farklılıklar..
Nitekim Bush ile Prens Abdullah’ın el ele tutuşmaları konusunda ABD medyasında sergilenen tutumun, Suudi tarafını rencide ettiği de açıkça görülüyor.
Öyle olmasaydı resmi sözcünün, “Davranışın cinsel bir tarafı yok” açıklaması yapmasına da gerek kalmayacaktı..