MİLLİYET

AKP, Başbakan adayını açıklamalı

 Türkiye’de genel seçimler yasama organını belirlemek için yapılıyor. Türk halkı adına yasama yetkisini kullanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üyeleri bu seçimde belirleniyor.

Genel seçimler dolaylı olarak yürütme organını da belirliyor. En çok oyu alan partinin genel başkanı Başbakan oluyor, hükümetini kuruyor ve TBMM’den güvenoyu alarak yürütme yetkisini üstleniyor. Hiçbir partinin tek başına çoğunluk sağlayamadığı durumda da Cumhurbaşkanı, parti genel başkanlarını aldıkları oy oranlarına bakarak sırayla görevlendiriyor, güvenoyu alabilecek bir koalisyon anlaşması gerçekleşince de hükümeti atıyor. Hükümeti kurma görevinin en büyük parti genel başkanından başlatılması bir gelenek..
Bu geleneği de dikkate alarak şunu söylemek mümkün: Türkiye’de halk genel seçimlerde bir bakıma başbakanının kim olacağına da karar veriyor..
Bu seçimde ise garip bir tablo var. Partilerden birisinin genel başkanı, hakkında verilmiş bir mahkeme kararı nedeniyle siyaset yapması yasaklı bir kişi.. Bu nedenle partisinin genel başkanlığını sürdürdüğü halde, milletvekili adayı olamıyor.
Üstelik bu parti, anketlere bakılırsa bu seçimden en büyük parti olarak çıkması kuvvetle olası görülen bir parti..

Sorun nasıl belirleyecekleri
4 Kasım sabahında AKP tek başına çoğunluğu sağlasa da, çoğunluğu elde etmese bile en büyük parti olarak çıksa da kimin Başbakan olacağı belli değil.
Anayasal olarak Cumhurbaşkanı TBMM üyelerinden herhangi birisine hükümeti kurma görevini verebilir. Geleneklere uymayı tercih edeceğine hiç kuşku olmadığı için de eğer AKP birinci parti olarak çıkarsa bu görevi bir AKP milletvekiline verecek.
Sorun bu milletvekilini nasıl belirleyeceği ile ilgili.. AKP, bugüne kadar “bu seçimler için Başbakan adayımız şu arkadaşımızdır” demediğine göre durum 4 Kasım sabahında bile belirsizliğini koruyor olacak.
Cumhurbaşkanı, daha önce parti liderleri ile yaptığı bir zirve toplantısına hastalığı nedeniyle katılamayacağı için DSP Genel Başkanı yerine Genel Sekreteri’ni çağırmıştı. Bunu yaparken DSP tüzüğünü incelemiş ve tüzüğe göre, DSP’yi Genel Başkan’dan sonra Genel Sekreter’in temsil ettiğine karar vermiş ve toplantıya onu çağırmıştı..

Tüzükleri ‘Gül’ diyor ama..
AKP tüzüğü, Genel Başkan’a, Genel Başkan Yardımcısı’nın vekaletini öngörüyor. Siyasi işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ise Abdullah Gül. Bu durumda geçmiş örneğe bakarak hükümeti kurma görevinin Abdullah Gül’e verilebileceğini varsaymak mümkün.
Ama AKP bu konuda her hangi bir açıklama yapmış değil. Bu da seçimlerin ertesinde AKP yetkili kurullarının toplanıp bir Başbakan adayı seçmesi ihtimalini de göz önünde bulundurmayı gerektiriyor.
Bu durumda Cumhurbaşkanı’na ait bir yetkinin AKP’nin kurulları tarafından kullanılması söz konusu olmayacak mı?
Seçim sonrasında gereksiz meşruiyet tartışmalarına meydan vermemek için AKP Başbakan adayının kim olduğunu bugünden açıklamalıdır.
Bu sadece bir Anayasa tartışmasını önlemek için değil, aynı zamanda halk oyuna saygının da bir gereğidir. Halk Başbakan adayı olarak kime oy verdiğini bilmek hakkına sahiptir. Bu hak, Recep Tayyip Erdoğan’ın “emanetçi kapı kulu” arayışlarına feda edilemez