Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

AKP'den merkez partisi olur mu?

 1999 seçimlerinin ardından ANAP ve DYP’nin iyice eridikleri, buna karşılık MHP’nin güçlendiği ortaya çıkınca, bazı çevreler MHP’den bir “merkez partisi” yaratılabileceği ümidine kapılmışlardı.

Bunun boş bir ümit olduğu çok geçmeden ortaya çıktı.
MHP, Avrupa Birliği’ne karşı olan tutumuyla ve kontrollü bir demokrasi tercihiyle zaten bu boşluğu dolduramayacak bir partiydi ve bozulan gelir dağılımını iyice çarpıtan ekonomik uygulamaların da ortağı olarak bunun sonucunu son seçimde tekrar eski taban oyuna dönerek aldı.
Şimdi aynı ümit, aynı çevrelerde AKP için besleniyor.

Seçmen ‘aşırı sağ’ diyor
Yeni hükümet içinde Turgut Özal’dan miras, bir eski ANAP kadrosunun bulunuşu, AKP’nin de Özalvari bir merkez partisine dönüşmesi için yeterli bir başlangıç olarak kabul ediliyor.
Seçimin ilk gecesi Tayyip Erdoğan’ın “artık merkez biziz” sözleri de bu çevreler için bir tür “işaret fişeği” görevi yaptı.
Siyaseti salt bir toplumsal üst yapı kurumu olarak gören bir anlayışın, bazı isimlere ve söylenen bazı sözlere bakarak bu tür yorumlarda bulunması son derece doğal.
Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in Milliyet ve CNN -Türk için yaptığı ve geçtiğimiz hafta gazetemizde yayımlanan araştırma, AKP seçmeninin, oy verdiği partiyi “merkezin oldukça sağında” gördüğünü ortaya koyuyor. Yani kendi seçmeninin tanımıyla da AKP bir “aşırı sağ” parti.
Bir ülkede, merkezin solunda ya da sağında ama “aşırı” ucunda olan bir partinin böylesine yüksek bir oy oranına ulaşması nasıl açıklanabilir?
Sadece, “merkez partilerinin yönetim kadrolarının yetersizlikleri, yıpranmış isimleri lider olarak başlarında tutma ısrarları” bence yeterli bir açıklama değil.
Sorun tümüyle Türkiye’nin toplumsal yapısından kaynaklanıyor. Türkiye’de orta sınıf, orta sınıf olma özelliğini kaybetti. Çoğu işsiz, çocuklarını okutarak onlara sınıf atlatabileceğine ilişkin inancını kaybetti, “bir ev-bir otomobilöden ibaret bir hayali bile kuramıyor.
Orta sınıf, dünyanın her yerinde “tutucu”dur. Tutuculuğu salt geleneksel değerlere bağlılık ile açıklanamaz. Orta sınıfın tutuculuğunun nedeni “düzeninin bozulmasından korkması”dır.

Bozulacak düzen kalmayınca…
İyi kötü bir işi ve geliri olan, çocuklarını okutabilen, borç harç da olsa bir ev ve bir otomobil sahibi olabileceğini düşünen insanlar “macera” aramazlar. Seçimlerde oylarını daha önceden bildikleri, geleneksel olarak niteleyebileceğimiz partilerine verirler. “Aşırı uçların” iktidara gelince yaratabilecekleri sarsıntının, kendi düzenlerini bozabileceğini düşünürler.
Bugün seçmenin üçte biri “aşırı sağda” gördüğü AKP’ye bu bilinçle oy verdiyse, bunun nedeni ortada bozulacak bir düzeninin kalmamış olmasıdır.

Bakışın değişmesi için…
AKP, eğer söylediklerini gerçekleştirebilirse, yani büyüyen bir ekonomi yaratabilir, bu büyüyen ekonomiden toplumun her kesiminin pay almasını sağlayabilirse, orta sınıfı yeniden geleceğe umutla bakar bir hale getirebilirse bu kitlenin AKP’ye bakışı da değişir.
Bugün “Bir de bunu deneyelim” diyen seçmen, bu kurulan yeni düzeninin bozulmaması için dönüp gelecek seçimde yine AKP’ye oy verecektir.
AKP, bazılarının umduğu gibi bir merkez partisi olacaksa ancak bu noktadan itibaren bu dönüşümü gerçekleştirebilir.
Bunu başaramazsa gelecek seçimde bir başka “aşırı”nın daha denendiğine tanıklık edeceğiz demektir.