MİLLİYET

Alçakların oyununa gelmeyelim

 Dün Ankara ve İstanbul’da patlayan iki “ses bombası”nın sahipleri alçak hainlerden başka bir şey değildirler.
Bu, terörün gerçek yüzüdür..

Masum insanların canını alan, ülkedeki huzuru bozan, yaşam biçimimize saldıran bu alçakların kim oldukları teker teker bulunmalı ve hak ettikleri cezaları çekmeleri sağlanmalıdır.
Bu terörü yaratanların hangi fikrin savunucusu olduklarının hiç önemi yok..
İster NATO’yu protesto ediyor olsunlar, ister Bush’u, ister başka bir şeyi..
Yapmak istedikleri şey, halkta korku yaratmak ve insanların normal yaşamlarını sürdürebilmelerini engellemektir.
Buna izin vermemeliyiz.
Provokasyona dikkat!
Bu bombalar da gösteriyor ki önümüzdeki günler her zamankinden çok daha dikkatli davranmamız gereken günlerdir.
Bundan öncelikle ders alması gerekenler NATO zirvesi nedeniyle çeşitli protesto gösterileri düzenlemeye hazırlanan sivil toplum kuruluşlarıdır.
Ortamın bir provokasyona nasıl açık olduğunu iyice görmeli ve içlerine bu tür karanlık amaçlı kişilerin sızmasının önüne geçmelidirler.
Demokratik hakların kullanımı elbette bu tür olaylar bahane edilerek engellenmemelidir.
Çünkü hain bombaların arkasındaki karanlık kişilerin bir amacı da budur.
Ülkenin demokratik düzenini sarsmak, Türkiye’yi içine girdiği büyük demokratikleşme hamlesinden geri döndürmek en çok onların işine yarar.
Ama o demokratik haklarını kullanmak isteyenler de ülkemizin nasıl bir ortama sürüklenmek istendiğini görüp, bunun gerektirdiği sorumlulukla davranma basiretini de göstermek zorundadırlar.
Daha ciddi olunmalı
Dün Ankara’da meydana gelen patlama ve görevli polis memurlarımızın yaralanmış olmaları, bu konularda emniyet görevlilerimizin ciddi bir eğitim eksikliği içinde olduklarını da gösteriyor.
Bomba imhası konusunda yeterince eğitilmemiş emniyet görevlilerinin yaralanmasıyla kim bilir kaçıncı kez karşılaşıyoruz.
Ankara’daki ses bombasına müdahale eden ekip bomba imhası konusunda yeterince eğitilmiş ve gerekli donanıma sahip bir ekip olsaydı, iki polisimizin canı hiç yoktan yanmayacaktı..
Bu konulardaki geleneksel doğulu kaderciliğimizden artık kurtulmalıyız. Her ihbara önemsiz bir paket gibi görünse bile aynı ciddiyetle müdahale edilmesi gerekiyor.
Herkes göreve
Ve bu konuda halkımıza da büyük bir sorumluluk düşüyor.
Bu tür olayların huzurumuzu bozmasına, yaşam biçimimizi değiştirmesine izin vermemeliyiz.
Olaylar karşısında soğukkanlılığımızı korumalı ve boş dedikoduların fısıltı gazetesi aracılığıyla yayılmasına engel olmalıyız. Bu tür dedikodular yayanları uyarmalı, dehşetin ve korkunun hiç yoktan büyümesini önlemeliyiz.
Emniyet görevlilerine yardımcı olmalı, onların uyarılarını dinlemeliyiz.
NATO zirvesi nedeniyle alınan güvenlik önlemleri her şeyden önce bizleri korumayı hedefliyor, bunu aklımızdan çıkarmamalıyız..